Hindistan Nerede?

Türkiyeden itibaren sayacak olursak bizim doğudaki komşumuz İran, onun doğusundaki komşusu Pakistan ve Pakistan’ın doğu komşusu Hindistandır. Hindistan, bir açıdan bizim 3. dereceden komşumuz sayılır. Pakistanın kurulmasından önceki (1947 yılı öncesi) dönemi dikkate alacak olursak Hindistan, bizim komşumuz olan İranın komşusuydu. Coğrafi olarak bize bu derece yakın olan bir ülkenin bizimle kültürel ve tarihi bağlarının var olduğunu da kabul etmek gerekir. 16. yüzyılın bölgedeki en güçlü devletleri arasında Osmanlı devleti, Safevi hükümdarlığı ve Babürlüler devletleri birbirine komşu olan üç büyük güçtü. Bu üç devletin üçünün de etnik niteliğinin Türk olması da tarihte önemli bir yapıyı gösterir.

Hindistanın kuzeyinde Pakistan, Nepal ve Çin; doğusunda Çin ve Myanmar; batısında Pakistan ve Arap Denizi, güneyinde Sri Lanka ve Hint Okyanusu bulunur. Bulunduğu coğrafya açısından Güney Doğu Asya Bölgesel İşbirliği Teşkilatı (SAARC) isimli kuruluşun en güçlü devletlerinden birisidir.

Hindistan hangi kıtadadır?

Hindistan, Asya kitasındadır, bu yeri daha iyi belirlemek istersek Güneydoğu Asya ülkesi olduğunu söylemek gerekir. İngilizce ve başka batı dillerinde Hindistan’ın bir “subcontinent” olduğu belirtilir. Bunun Türkçedeki karşılığı olarak “alt-kıta” kelimesi önerilmiş, ama bu, benimsenmemiştir. Jeo stratejik açıdan Hindistanın bulunduğu yer, Çin’e açılan bir kapı niteliğindedir. Bununla birlikte Çin ile ilişkilerin olumsuz olması birbirine komşu olan ama iyi anlaşamayan iki devlet olarak sorun yaratabilme potansiyeli olan bir coğrafyadır. Nüfus yoğunluğu bakımından birbirine yakın olan bu iki ülke ticarette birbirine rakip durumdadır. İki ülke birbirleriyle 3 kez savaşmıştır. Hindistan ve Çin arasındaki uluslararası ilişkiler bu coğrafyanın önemli sorunlarından birisin i oluşturur. Öte yandan Pakistan da Hindistan’ın önemli bir komşusudur. Geçmişte birbirinden ayrılarak ortaya çıkmış olan bu iki devlet düşman kardeşler kavramının bir kanıtı gibidır. Hindistan ile Pakistan arasında zaman zaman sıcak çatışmalara kadar giden anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. İki ülke arasındaki Keşmir sorunu halen çözülememiş durumdadır. Hindistan’ın kuzeyindeki Nepal, güneyindeki Sri Lanka ve batısındaki Bengaldeş arasında herhangi bir sorunları yoktur ve bu üç ülke aynı zamanda Hindistan’ın politik etki alanının içindedir.

Hindistan vize istiyor mu?

Hindistan devleti bordo ve yeşil pasaportlu bütün Türk vatandaşlarına vize zorunluluğu getirmiştir. Vize almak için seyahatinizden en az 15 gün önce Ankaradaki Hindistan Büyükelçiliğine veya İstanbuldaki Hindistan konsolosluğuna şahsen başvurmanız gerekir. Müracaat sırasında parmak izleriniz alınacaktır. Bu uygulama artık bütün dünya ülkelerinin yaptığı bir güvenlik tedbiridir. Parmak iziniz alınacağı için elçilik veya konsoloslukta şahsen bulunmanız gerekir. Vize işlemlerinde ücret karşılığı aracılık yapan vize firmaları size sadece müracaat formu doldurma işlerinde yardımcı olabilir, parmak izi verme aşamasına gelindiğinde elçiliğe mutlaka gitmek zorundasınız. Bu durumun tek istisnası 7 yaşından küçük ve 70 yaşından büyük kişilerden parmak izinin alınmasının gerekli olmamasıdır. Bu yaş gruplarındaki kişiler gerekli evrakları Hindistan temsilciliğine bir tanıdıkları aracılığı ile (veya vize acenteleri aracılığı ile) gönderdiklerinde vizeleri hazırlanıp verilir. Vize müracaatı sırasında evraklarınız kontrol edilir ve eğer bir eksiklik yoksa vizeniz aynı gün verilir. Size verilecek olan vizenin geçerlilik süresi vize alındığı andan itibaren başlar. Seyahat sürenizi de dikkate alarak en az 1 ay süreli veya siz talep etmeseniz de 3 ay süreli vize veriliyor. Hindistana ilk gidişiniz ise vizenizin red olması ihtimali yoktur.

Hindistan vizesi için belgeler

İstenen evraklar arasında pasaportunuzun aslı, 1 adet biyometrik fotoğraf, uçak bileti, otel rezervasyonları, bankadaki hesap durumunuzu gösteren belge, e-devlet sisteminden alınacak yer bildirim (ikamet) belgesi, çalışma, öğrencilik veya emeklilik belgesi bulunmaktadır. Vize ücreti 103 dolardır, kredi kartı veya banka havalesi gibi ödeme yöntemleri kabul edilmez. Vize ücretini tam para olarak götürmelisiniz bozuk Dolar her zaman bulunmuyor. Vize müracaatı için elçiliğin web sayfasındaki İngilizce müracaat formu doldurulmalı ve vize randevusu alınmalıdır. Türkiyenin iki büyük bölgesi dikkate alınarak çeşitli illerin hangi temsilcilikten vize alacağı belirlenmiştir. İstanbuldaki konsolosluğa bağlı olan iller İstanbul, tüm Trakya illeri, Bursa, Balıkesir, Muğla ve Denizli gibi şehirlerdir. Ankaradaki büyükelçiliğe bağlı olan iller Ankara, Izmir, Antalya, Eskişehir gibi büyük şehirler ve Anadolunun geri kalan tüm illeridir. Yaşadığınız il hangisiyse onun bağlı olduğu temsilciliğe müracaat etmelisiniz. Aksi halde büyük ihtimalle müracaatınız reddedilir. Bazı durumlarda öteki temsilciliğe haber verilerek vize müracaatının kabul edildiği de oluyor.

Hindistanın başkenti

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhidir. İngiliz döneminde Kolkata şehri olan başkent, daha sonra Delhiye alınmıştır. Hindistanın kurtuluşu ve bağımsız Hindistanın kurulması ile başkent değişmeden kalmıştır. 1900lü yıllara kadar Delhinin bulunduğu yerde eski bir şehir vardı. Bu şehrin yanındaki düz araziye tamamen yeni, ve planlı bir şehir kurulmuş ve bu şehrin ismi Yeni Delhi olmuştur. Tarihi dönemlerde kurulmuş olan bu Delhi şehri şimdi Old Delhi (Eski Delhi) olarak isimlendirilmektedir. Eski Delhi, kalabalık çarşılarıyla, trafik sorunlarıyla ve alt yapı eksiklikleriyle biraz ihmal edilmiş bir yer gibi görünmektedir. Gene de bu şehirde Red Fort (Kırmızı Kale), Cuma Camisi, Jain Tapınağı, Baharatçılar çarşısı gibi önemli tarihi eserler vardır. Yeni Delhi ise büyük bir devletin merkezi olma özelliğini iyi bir şekilde temsil etmektedir. Şehirdeki önemli tarihi eserler arasında Hümayun Türbesi, Kutup Minar, Lotus Tapınağı, India Gate, Raj Path, Lodi Gardens gibi yerler sayılabilir. Şehir geniş caddeleri, yemyeşil park ve bahçeleri, tek katlı malikane biçimindeki yapıları ile huzurlu bir yerdir. Çok gelişmiş metro sistemi ile şehrin trafik sorunu çözümlenmiştir. Şehrin merkezinde bulunan cumhurbaşkanlığı sarayı, millet meclisi, bakanlıklar ve hükümet binaları ile bir yönetim merkezi ortaya çıkmıştır.

Hindistanın nüfusu

Nüfus artışı Hindistanın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan birisidir. Çin ile birlikte dünyanın en kalabalık iki ülkesinden birisi Hindistandır. 2024 yılı Nisan ayındaki son gelişmeyle Hindistan, 1 milyar 410 milyon nüfusa sahip olarak Çin’i geçmiş ve dünyanın en kalabalık ülkesi olmuştur. Bu büyük nüfusun avantajlı yanlarından birisi özellikle genç nüfusun temel ve orta eğitimini kaliteli bir şekilde tamamlamış olmasıdır. Bu nüfus, iyi derecede İngilizce bilgisine sahip olması nedeniyle batı ülkelerinde çalışabilecek genç bir işgücü ordusunu oluşturur. Ayrıca çalışabilecek nüfusun vasıfsız işçilikte çok düşük ücretler almaları sanayi üretimlerinde maliyetleri çok aşağıya çekerek dış piyasada rekabet etme imkanını yaratmaktadır. Fazla nüfusa sahip olmanın dezavantajları arasında ise yüksek eğitimin yeterli olmaması, bu nüfusa yetecek gıda üretmenin zorlukları ve barınma yetersizlikleri sayılabilir.

Hindistan Dilleri

Devasa bir nüfusa sahip olan Hindistan, bir diller mozayiği gibidir. Resmi rakamlara göre Hindistan’da 16 ana dil ve 180 tane lehçe ve ağız konuşulmaktadır. En önemli diller : Hindi, Bengali, Tamil Dili, Urdu Dili, Telugu, Kannada, Assam dili, Malayalam ve Pencab dilidir. Hindistan’da resmi dil İngilizce’dir. Geçmiş yıllarda devlet, Hindi dilini (Hintçe) resmi dil yapma konusunu tartışmaya açmıştır. Bu öneri özellikle milyonlarca kişi tarafından konuşulan büyük diller arasında olan Bengal dili ve Tamil dili konuşanlar tarafından kabul edilmemiş ve bu öneriden vazgeçilmiştir. Hindistan’da resmen kabul edilmiş olan 16 ana dil, Hindistan kağıt paralarının üzerinde paranın miktarı yazılarak gösterilmiştir. Bütün dünyada var olan ve her dilin para üzerinde gösterilmesi kuralı Hindistanda da uygulanmıştır. Bu dillerin hepsinin ayrı ayrı alfabelerinin bulunması ve her dilin kendi alfabesiyle yazılmış olması Hindistan’ın önemli bir kültürel zenginliğini göstermektedir.

Hindistanın dini yapısı

Hindistan bir dinler mozayiğidir. Hindistanda inanılan dinler Hindu Dini, İslam, Sih Dini, Jain Dini, Hristiyanlık ve Budizm’dir. Bu dinlerin herbirinin farklı tanrıları ve farklı inanışları vardır. Bir dinin kutsal olarak tanımladığı bir şey, öteki din tarafından en olumsuz görülen şey olabilmektedir. Bu durumda dinler arasında hoşgörü ikliminin yaratılmasından başka çare yoktur. Hindistan, bunu laiklik ilkesiyle sağlamaya çalışmaktadır. Şu anki uygulamaya göre devletin herhangi bir resmi dini yoktur. Devlet, dini kurumların kuruluşlarıyla, kurumlarıyla, gelir ve gider durumlarıyla ilgilenmez, hiçbir dini kuruma yönetici veya lider tayin etmez, hiçbir tapınağı desteklemez. Toplumda da hiçbir kişi uyguladığı dini gelenekler nedeniyle eleştirilmez ve hor görülmez. Dünyanın (sayıca) en büyük demokrasisi olduğunu her zaman vurgulayan Hindistan, ayrıca Laiklik ilkesinin en zor uygulanacak örneklerini vermekte çok başarılıdır. Bu ilke toplumda iyice benimsenmiş durumda olmakla birlikte zaman zaman dini gruplar arasında çatışmalar da yaşanmaktadır. Bunlar arasında Hindu-Müslüman çatışması, Hindu- Budist çatışması ve Hindu-Sikh çatışması sayılabilir. Tarihte üç büyük din, Hindistan’da doğarak burada gelişmiştir. Bunlar Budizm, Jain Dini ve Sih Dinidir.

Hindu dini tanrıları

Bu dinin pek çok tanrısı vardır. Her şeyi yaratmış olan ama daha sonra uykuya dalarak hiçbir şeye karışmayan Brahma en büyük tanrıdır. Onun 3 önemli avatarı Shiva, Vishnu ve Krishna da en önemli tanrılar arasındadır. Daha sonra bu 3 tanrının eşleri, çocukları, kullandıkları araçları, dostları, yanlarındaki hayvanları vs. gibi bir çok figür de tanrı olarak nitelendirilmiştir. Hindu dininde yapılacak ibadetler tanrılarına göre farklılıklar gösterir. Ancak genel olarak Puja isimli ibadet biçimi ortaktır. Bir Hindu, günlük Puja ibadetini kısa süre içinde tamamlayarak güne başlar. Akşamları da akşam Aarti törenini yapar. Böylece günlük 10 dakika içinde ibadetlerini tamamlamış olur. Bu anlamda Hindu dini kolayca uygulanabilmesi nedeniyle tercih edilir ve kişinin günlük yaşamını fazla işgal etmez. Hindu dininin felsefi bölümü olan Yoga ise kısmen bir ibadet biçimi olmakla birlikte daha çok bedensel ve zihinsel egzersizler şeklindedir. Yoga uygulamaları son zamanlarda ülkemizde çok yaygınlaştı, ancak Yoganın sadece bedensel çalışmalar bölümü uygulanmakta, felsefi yanı ise ihmal edilmektedir.

Hindistan’da Kast Sistemi

Kast sistemi çok kalabalık olan Hindistan toplumunu bir arada tutmanın bir yöntemi olarak ortaya çıkmıştır. Tam olarak ne zaman ve ne şekilde oluştuğu bilinmemektedir. Bu sisteme göre toplumdaki kişiler genel olarak 4 büyük kasta ayrılır. Bunlar yöneticiler, askerler, din adamları ve işçilerdir. Kast sisteminde kast değiştirmek mümkün değildir. Ayrıca her kastın kendi içinde bölümleri vardır. Bunlar genellikle meslek veya beceri temelinde yapılan sınıflamalardır. Örneğin marangoz bir ailede doğan bir çocuk büyüyünce babasının mesleğini devam ettirecektir. Böylece hazır müşterileri olacak, mesleğini yürütebilmek için alet ve malzeme almak zorunda kalmayacak, bilgi birikimini ise babasından devir alacaktır. Bu çocuğun marangozluk yapmayı istemeyip, örneğin berber olarak çalışmayı istemesi var olan potansiyele zarar vereceği için israftır. Böylece Marangoz kastındaki bir kişinin berber kastına geçiş yapması imkan dahilinde olmaz. Kast sistemindeki üst kastların alttakileri eziyor olmaları şeklindeki eleştiriler anlamsızdır. Çünkü aşırı kalabalık ve fazlaca kaotik olan Hindistan toplumunu bir arada tutmak Kast Sistemi olmasa mümkün olamazdı