Delhi’nin Gizli Hazineleri

0
458
Raj Path © Zafer Bozkaya

– Delhi nedir?
– Cevap: Dünya bedendir ve Delhi onun hayatıdır.’
Mirza Galib

“Delhi, Hindistan şehirlerinin kraliçesidir.
G W Forrest

“Delhi, Hindistan’ın Roma’sıdır.”
  Robert Byron.

Ah, Delhi!
Hindistan’ın başkenti Delhi, binlerce yıldır nice hayalperestlerin ulaşmaya çalıştığı bir yer olmuştur. Tarih boyunca bir çok savaşların yaşandığı bu şehir artık devasa binaların dikildiği ve lezzetli yemeklerin yapıldığı bir yer olmuş durumda, ama hayallerinin peşinden koşmayı asla bırakmayanların yeri olmaya devam etmektedir. Bu şehrin kuytu köşelerinde, ruhu Delhi’nin bir parçası olmuş insanların hikayeleri ve Delhi’nin gizli hazineleri vardır. Delhi’nin kollarını ardına kadar açarak herkese sunduğu bu aşk tartışılmaz. Delhi’nin güzelliği, şehrin yarattığı mistik atmosferde yaşayan romantikler ve gözünü geleceğe dikmiş olan vizyonerler sayesinde görünür olmuştur. 

İşte Delhi’nin gizemli büyüsünü ortaya koyan ve az bilinen güzellikler.

Majnu Ka Tilla

Delhi’nin Kuzeyindeki bir Tibet kolonisi olan Majnu ka Tilla öncelikle Yamuna Nehri kıyısında bulunan Gurdwara’sı (Sih tapınağı) ile tanınır. Tibet kolonisinin sokakları ise adeta sonsuz bir şekilde kıvrılan daracık yerlerdir ve Tibet kültürünün örnekleriyle doludur. Buraya gençler arasında kısaca MKT deniyor. Lezzetli yemekler tatmak ve batı tarzı giysiler satın almak için bir merkez niteliği ile MKT, Kuzey bölgesindeki üniversite öğrencilerinin favori yeridir. Üstelik ara sokaklar, “Tibet’e özgürlük” temalı ürünlerden lezzetli sokak yemeklerine kadar her şey satan küçücük dükkanlarla doludur. MKT, Delhi’nin bir köşesindeki gizli bir cennettir.

MKT Majnu ka Tilla Tibet koloni
Majnu Ka Tilla

Qudsiya Bahçesi’ndeki Köşk 

Qudsia Bahçesi, Old Delhi’nin bir köşesinde, Keşmir Kapısı’ndan (Kashmere Gate) çok uzak olmayan bir yerde bulunan büyük bir bahçe kompleksidir. Bahçedeki yürüyüş yolları, Babür imparatoru Muhammed Şah’ın üçüncü eşi olan Kudsiye Begüm için inşa edilmiştir. Bir zamanlar “Sonu Olmayan Cennet” diye anılan bu yerden geriye kalanlar; 20 dönümlük yeşil bir alan, heybetli bir giriş kapısı, güzel bir cami, birkaç köşk ve başka bazı yapılardır.

İngiliz Hindistan Şirketinin Babür Sarayı temsilcisi Sir Thomas Metcalfe, muhteşem sarayın bulunduğu Qudsia Bagh’ın ayrıntılı bir taslağını çizmişti. Eskiz şu anda İngiliz Kütüphanesinde bulunuyor. Bahçe, Avrupa’daki çağdaş saray bahçelerine rakip durumdaydı. Yapım tarzı ise İran’ın cennet bahçeleri biçimindeydi.

Qudsia Begüm’ün yemyeşil bahçeleri ve çeşmesi ile tamamlanan evi, yapıldıktan yaklaşık 300 yıl sonra bir harabe haline gelmiş durumdadır. Mimarisi nefes kesicidir, oymalı kumtaşından büyük kemerli ve uzun verandalı geçitleri havadar ve huzurludur. Civardaki cami de yıkık parçalar halindedir ancak yine de heybetlidir.

Kudsiye Camii
Kudsiya Camii © Wikimedia Commons

Coronation (Taç Giyme) Parkı

Coronation Park (veya Taç Giyme anıtı), 1877’deki Delhi Durbar’dan günümüze kalan son mirastır. Kral 7. Edward’ın taç giyme töreni anısına yapılmıştır. Bu park bölgesine (yeni) Delhi’nin temelini atan kişi olduğu için devasa bir Kral Edward heykeli de yerleştirilmişti. İngiliz girişimciliğinin ve ataklığının bariz bir göstergesi olan park, geçmiş çağın son anılarından biridir.

Taç giyme parkı
Coronation Parkı

Pandara Yolu

Gurmelerin cenneti olan ve Delhi’nin merkezinde bulunan Pandara Road (Pandara Caddesi), çeşitli mutfaklara ait restoranlarla ve füzyon yemek sunan yerlerle doludur. Burada herkesin damak zevki tatmin edilir. Özellikle Navratra Festivalindeki ikramları sırasında, buharı üstünde tüten taze yemeklerle dolu dev boyutlardaki Thali’leri ile ünlüdür. Özellikle her Pencap kökenli kişi yumuşak naan (pide) ve baharatlı tavuk ile damak tadını tatmin etmek için Pandara Yolu’nun restoranlarına hücum eder.

Delhi Pandara Road
Pandara yolundaki restoranlar

Mirza Ghalib Haveli

Beyitleriyle herkesin yüreğini çarptıran efsanevi şair Mirza Ghalib, ömrünün son yıllarında bu köşkte konaklamıştı. Burası günümüzde şairin heykellerinin replikaları, portreleri ve şiirlerinden beyitleriyle dolu bir müzeye dönüştürülmüştür. Şairin Old Delhi’deki yaşam tarzı, Urduca şiirlerin kokusuyla burada birleşir. Chandni Chowk’taki bu ev, 200 yıl öncesi yaşanmış olan bu muhteşem çağın izlerini yansıtıyor.

Mirza Galib
Mirza Ghalib

Rajon ki Baoli

Delhi’deki ünlü Agrasen ki Baoli’nin daha az bilinen bir benzeri olan Rajon ki Baoli, Mehrauli Arkeoloji Parkı’nda yer almaktadır. Delhi’de bulunan iki baoli yapısı, yani “Gandhak ki Baoli” ve “Rajon ki Baoli”nin basamaklı kuyuları yakın zamanda restore edilmişti. Bu Baoli, Sikander Lodi döneminde inşa edilmiştir. Başka Baoli’lere kıyasla yapı ve tasarım açısından çok daha dekoratiftir.

Rajon ki Baoli su kuyusu
Rajon ki Baoli

Sanjay Van

Geniş ve yemyeşil bir orman olan Sanjay Van, doğa tutkunlarının vazgeçilmez mekanıdır. Ormanda yer alan ağaçların arasında kuş yaşamının fazla olması hem göze hem de kulağa hoş geliyor ve orman içindeki geziyi keyifli kılıyor. Ayrıca, bu bölgenin perili olduğu da söyleniyor. Bu söylentinin nedeni muhtemelen Rai Pithora Kalesinin ve bazı Sufi azizlerin türbelerinin burada bulunmasıdır. Hem yürüyüşçüler hem de koşucular için tercih edilen bir yer olan Sanjay Van, Delhi’nin yeşil alan ihtiyacının bir bölümünü karşılıyor.

Sanjay Van ormanı
Sanjay Van girişi

Bhool Bhulaiyaa

Mehrauli bölgesinin bir başka güzel yanı olan Adam Khan’ın mezarı (Bhool Bhulaiyaa Labirenti olarak da bilinir) buradadır. Babür hükümdarı Ekber, Adam Khan’a burayı inşa etme görevi vermişti. Vefatından sonra Adam Khan’ın mezarı buraya yapıldı. Buradaki koridorlarda kaybolmak kolay olduğu için burası ‘labirent’ olarak da adlandırıldı. Rai Pithora kalesine yakınlığı nedeniyle perili olduğuna inananlar da var.

Adam Khan türbesi
Bhool Bhulaiyaa

Qutbuddin Bakhtiyar Kaki Dargahı

Delhi’deki en eski dergah olan bu yer, büyük Sufi aziz Hazret Nizamuddin’in halefi Qutbuddin Bakhtiyar Kaki’ye aittir. Sufinin ölüm günü olan Urs dönemindeki anmalar, Sher Shah Suri gibi yöneticiler tarafından büyük bir ihtişamla yapılırdı. Günümüzde dergah civarında Phoolwalon ki Sair adlı bir inançlar arası festival de yapılıyor.

Müslüman türbesi
Bahtiyar Kaki Türbesi

Jahaz Mahal

Adını gölde yüzen bir geminin yarattığı illüzyondan alan Jahaz Mahal, aynı zamanda Phoolwaalon ki Sair festivalinin bir başka kutlama alanıdır. Bu kutlamalarda Qawwaliler, ateş dansçıları gibi gruplar özel performanslar sergiler. Buradaki Chhatriler karmaşık bir şekilde oyulmuştur ve devasa boyuttaki kemerleri bir mimari harikasıdır.

Jahaz Mahal parkı
Jahaz Mahal © Wikimedia Commons

Siri Fort

Üçüncü Delhi şehrinin kalıntısı, Delhi Sultanlığı yöneticisi Ala-ud-Dn Khilji tarafından Moğollara karşı bir savunma noktası olarak kurulmuştu. Bin sütunlu bir saray olarak yapılmış olan Hazar Sultan Sarayı ile tanınır. Geniş yeşilliklerle çevrili bu kale, görülmesi gereken bir yerdir. Kale yakınlarında Khilji hanedanından kalma eserler bulunur. Molozla örülmüş duvarlarına ve kubbeli girişlerine bakılırsa burası hiçbir zaman bir savaş yeri olmamıştır.

Siri Kalesi
Siri Fort © Wikimedia Commons

İsyan Anıtı

1857’de İngiliz sömürge yönetimine karşı savaşırken hayatını kaybeden şehitlerin anısına inşa edilmiştir. Bu anıt, bağımsızlık savaşını yürütenlere gönderilen bir şükran mesajıdır. Kelimenin tam anlamıyla “Yenilmezler Sarayı” olarak da bilinen saray, kırmızı kumtaşı ile ve Gotik tarzda inşa edilmiştir. Delhi’nin kuzeyinin yeşillikleri bu bölgeyi çevreler ve görsel güzellikler sunar.

Mutiny anıtı
İsyan anıtı

Bijay Mandal

Moloz taşlarla inşa edilmiş olan bu yapı, düşman birliklerinin gözetlendiği bir kule işlevi görüyor diye düşünülüyor. Delhi’nin en şaşırtıcı anıtı olarak bilinen yapının amacı tam olarak bilinmiyor. Mandal, aynı zamanda Sufi Şeyh Hasan Tahir’in türbesine de bağlıdır ve çevrede yaşam alanı olan evlerin arasına sıkışmıştır. Tasarım yöntemi çok basittir ve herhangi bir süslemeye sahip değildir.

Bijay Mandal
Bijay Mandal

Chunnamal Haveli

Üç katlı ve 120’den fazla odadan oluşan bu geniş Haveli (Konak), Delhi’nin en eski konaklarından biridir. Barok üslupta inşa edilmiş olan Haveli, 1857 isyanından sonra ün kazanmıştır. O tarihten bu yana geçmişi çok eski nesillere uzanan bir ailenin yaşadığı bir yer olmuş. Bu aile, Fatehpuri Camii’ni satın alarak koruma altına alan ve ayrıca Sepoy isyanından sonra Delhi’nin en zengin adamı olan Chunnamal Rai ailesidir.

Chunnamal Konağı
Chunnamal © Wikimedia Commons

Mangar Bani

Delhi’nin son ‘kutsal ormanı’ olan Mangar Bani, Aravalli dağ sıralarının bir uzantısıdır. Bu ormanda mistik kurtuluşa eren Gudriya Baba’nın türbesi de saklıdır. Son zamanlarda SİT alanı olarak ilan edilmesiyle dikkati çeken Mangar Bani, hem çevreciler tarafından ve hem de doğa tutkunları tarafından korunuyor ve yaşatılıyor.

Delhide orman
Mangar Bani ormanı

Cemali – Kamali Camii ve Türbesi

Bu cami ve türbe, son zamanlarda çok sözü edilen cinlerin musallat olduğu söylenenen bir yerdir. Türbe, devasa eğimli kemerleri ve yüksek tavanıyla özenle tasarlanmıştır. Sufi bir aziz olan Cemali’nin ve geçmişi pek bilinmeyen bir kişi olan Kamali’nin mezarları burasıdır. Türbenin kırmızı ve mavi rengi ile Kuran’dan ayetlerin yeşil rengi çevreyle güzel bir tezat oluşturuyor.

delhide türbe
Cemali – Kemali türbesi © Wikimedia Commons

Delhi’nin gizli hazineleri Agrasen ki Baoli

Mahabharata döneminde inşa edilen bu devasa yapı, 103 basamaklı bir kuyudur. Jantar Mantar’ın yakınında inşa edildikten yıllar sonra bir Agarwal tüccarı tarafından yeniden canlandırıldığı söyleniyor. Suların mistik bir çekiciliği olduğu ve bu nedenle bu yerin perili olduğu söylentisi de yayılmış durumda.

Delhi'nin gizli hazineleri Agrasen ki Baoli
Agrasen ki Baoli © Zafer Bozkaya

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
İsminizi yazın