Ağaçların Tanrıçası Tulsi Gowda
Hindistan’ın en büyük devlet ödüllerinden olan Padma Shri ödülü “Orman Ansiklopedisi” lakaplı Tulsi Gowda’ya 8 Kasım 2020 tarihinde verildi. Törene yalınayak giden ve ödülünü cumhurbaşkanının elinden alan bu kadının ilginç hikayesi şöyle.
Çocukluğu
Gowda Hindistan’ın Karnataka eyaletinin Halakki isimli bir kabilesinde 1944 yılında doğdu. Fakir bir ailenin kızıydı. Yaşadığı bölgede 25 vahşi yaşam alanı ve beş doğal park bölgesi vardı. Ayrıca köyün çevresi yoğun ormanlarla kaplıydı. Bölgenin genel ismi Uttara Kannada bölgesiydi.
Tulsi Gowda, 2 yaşında babasını kaybetti. Annesi çalışmak zorunda olduğu için onu da hep yanında götürüyordu. Bu nedenle okula gidemedi. Buna karşılık annesiyle doğada geçirdiği zamanlarda ağaçları ve bitkileri yakından incelerdi.
Tulsi, Halakki Vokkaliga kabilesinin bir üyesiydi. Bu kabile, doğayla sıkı sıkıya bağları olan ve anaerkil yapıda bir toplumdu. Bu toplumda toprağı koruma görevi kadınlardadır. Gowda, annesinin yanında ormanı ve bitkileri tanımaya başladı. Zamanla bölgesindeki ağaçları ve şifalı bitkileri öğrendi. Çeşitli ilaçların yapımında kullanılan 300 farklı bitkiyi ve tohumu köyündeki kişilere öğretmeye başladı.
Gençliği
Gowda okuma yazma öğrenmedi. Çok küçük yaşta evlendirildi. 12 yaşında ağaç dikmeye ve yetiştirmeye başladı. Bitkilere olan yakınlığı ormancılar tarafından fark edilince gönüllü olarak onlarla birlikte çalışmaya başladı. Şaşırtıcı derecede doğru ve zengin botanik bilgisi olduğu ortaya çıkınca Orman bakanlığı ona iş teklif etti. Kendisini doğayı korumaya adamış olması nedeniyle bu teklifi kabul etti.
Orman bakanlığında 14 yıl çalıştıktan sonra bildiklerini genç nesillere öğretmek üzere çalışma hayatını bitirdi. Ancak halen fidanlığa her gün gidip bitkileri kontrol etmekten de vazgeçmiyor. “Fidanlar da benim çocuklarımdır kendi çocuklarımı büyüttüğüm gibi onları da büyütüp koca ağaçlar yapmadan annelik görevim bitmez” diyor. Gowda’nın özellikle tohumların doğası hakkında ve tohumdan bitkiye geçiş süreci konusunda bilgileri eşsiz.
Gowda’nın geleneksel bilgileri ile orman idaresi çalışanlarının bilimsel verileri harmanlanınca ormana daha çok değer kazandırdığı anlaşıldı. Bu nedenle kendisine “Bitki Ansiklopedisi” adı verildi. Tulsi’nin çalışmaları zamanla yerel hükümetlerin de dikkatini çekti. Yaşadığı yerdeki erozyon nedeniyle orman varlığının azalmasına ve toprak kaybına karşı verdiği mücadele ile çevrecilerin sembolü oldu.
Tulsi Gowda’nın, yaşamı boyunca pek çok ağaç diktiği ve bunları büyüttüğü tahmin ediliyor. Kucağında torunları ile “artık emekliliğimi yaşamak istiyorum” dese de her gün fidanlığa gitmekten ve kabilesinin gençlerine tohumları ve bitkileri öğretmekten vazgeçmemiş.
İsminin anlamı
Tulsi Gowda‘nın ilk adı Hindu inancının kutsal bitkilerinden birisidir. Tulsi kelimesi her Hintli evinin bahçesinde bulunması gereken kutsal fesleğen bitkisinin ismidir.
Ödülleri
Yaşamında kendisine çeşitli ödüller verilen Tulsi Gowda’ya 8 Kasım 2020 tarihinde ülkenin en büyük madalyalarından birisi olan Padma Shri ödülü verildi. Ödülünü Hindistan Cumhurbaşkanının elinden almaya giderken yalınayaktı ve yerel giysisi ile sahneye çıktı.
Kendisine bu ödülün anlamını soran gazetecilere “Ödülü önemsiyorum ama ağaçları ve fidanlarımı daha çok” cevabını verdi. Bu cevabı ile hem gazetecilerin hem de halkın ilgisini ve sempatisini kazandı.
Çevrecilerin “Orman Ansiklopedisi” dediği Tulsi Gowda’ya ormandaki her ağacı, büyük küçük her bitkiyi bildiği ve tanıdığı için kabilesinin insanları kendisine “Ağaçların Tanrıçası” isimini takmış.
Misyonu
Yaşadığı yerin bulunduğu dev orman bölgesindeki her “ana” ağacın yerini uzak – yakın nerede olursa olsun bilmesi hayret verici bir şeydir. Bu ağaçların ormandaki yaşamın devamı için ne kadar gerekli olduğunun yeni nesillerce anlaşılması misyonu da Tulsi’nin yaşam amacı olmuş. Ayrıca ana ağaçların tohumlarının saklanması, ekilmesi ve ekilen tohumların tutturulması kolay bir işlem değil ve yaşlı kadın her ağaç için asla yanılmadan izlenecek yolu göstermiş.
Onun bunları nasıl bildiği çok sorulmuş, Tulsi’nin cevabı “Bunu nasıl anlatayım ki. Ben de nasıl bilmiyorum ama galiba ormanın dilini anlayabiliyorum” olmuş.
