İran hükümdarı Nadir Şah Afşar, Babürlülerin zayıf durumundan faydalanarak Hindistana 1739 yılında saldırdı. Delhi’ye kadar olan bölgeyi ele geçirdi. Delhi’yi yağmalayıp Babür İmparatorluğu’nu ezdikten sonra İran’a döndü. Ekteki yazıda bu olayların ayrıntılarını veriyoruz.
Kandahar Kuşatması
Nadir Şah, 1736’nın sonlarında dönemin önemli gücü olan Hotak Hanedanlığı’nın kalesi Kandahar’a saldırmak için İsfahan’dan ayrıldı. Nadir Şah’ın 80 bin askerden oluşan profesyonel bir ordusu vardı. Emrinde ayrıca Tahmasp Khan Jalayer ve Pir Muhammed Khan’ın komutasındaki kuvvetler de vardı. Tüm kuvvet toplam 100 bin kişinin üzerindeydi. Kandahar Kuşatması 1737’de başladı ve bir yıla yakın sürdü.
Nadir Şah’ın Babür İmparatorluğunu Kandahar’dan başlayarak işgal edeceğini fark etmemeleri ve buna bir tepki göstermemeleri Babürlülerin ilk hatasıydı.

Hayber Geçidini alması
Nadir Şah, Kandahar’dan sonra kuzeye, Kabil’e yöneldi. Babürlülerin Kabil valisi, Babür imparatoruna takviye ve yardım göndermesi için yalvardı ama hiç bir yardım gelmedi. Bu yüzden Kabil’i terk etmek ve Hayber Geçidi’nde konuşlanmak zorunda kaldı. Babürlülerin gücü 20 bin asker seviyesindeydi. Ancak Nadir Şah’ın kuvvetleri 10 bin kişilik iyi eğitimli ve profesyonel bir orduyla Hayber geçidini kuşattı ve Babürleri yendi.
Bu Babür imparatorluğunun ikinci hatasıydı. Hindistan’ın Hayber Geçidi’ni çok daha büyük bir kuvvete karşı savunmak kolaydı. Hayber geçidine 20 bin kişilik ek bir kuvvet göndermekle Nadir Şah, durdurulabilirdi.

Karnal Savaşı
Nadir Şah için Hindistan’a giden yol ardına kadar açılmış oldu. Hızla bu mesafeyi kat etti ve bir savunma organize edilmeden önce Lahor’a ulaştı. Babür kuvvetleri de Delhi’den ayrılmış ve Karnal’da kamp kurmuştu. Babürlülerin ordusu 300 bin kişi civarındaydı.
Nadir Şah, Babür kuvvetlerini tuzağa düşürmek için parlak taktikler kullandı. Bu taktiklerle Babür ordusunu yenebildi. 13 Şubat 1739’daki Karnal savaşında Nadir Şah’ın ordusu, kendilerinin 5 katı olan Babür kuvvetlerini kolayca yendi. Karnal savaşı üç saatten az sürdü.
Babür imparatoru Muhammed Şah’ı teslim aldı. Daha sonra Babür imparatoru yanında olacak şekilde Delhi’ye gitti. Şehre 12 Mart 1739’da girdiler. Delhi şehri tüm hazineleriyle birlikte Nadir Şah’a teslim edildi. Nadir Şah Afşar, Şah Cihan’ın Red Fort’taki sultanlık salonuna yerleşti, ertesi gün başkentte büyük bir Durbar (sultanlık toplantısı) düzenlendi.

Savaşın kaybedilmesi
Nadir Şah, Hindistan’ı nasıl fethedebildi? Bu sorunun cevabı, Nadir Şah’ın dehası ve Babür İmparatoru Muhammed Şah’ın beceriksizliği olacaktır.
Babür’lü askerleri bir asırdan fazla bir süredir eski ve modası geçmiş teknikler kullanıyordu. Profesyonel bir askeri güç de değildi. Öte yandan Nadir Şah’ın ordusu küçük ve profesyonel bir güçtü. Aynı zamanda süvari ağırlıklıydı. Bu, ordunun kısa sürede büyük mesafeler kat etmesini sağlıyordu.
Babür generalleri arasında iç çekişme vardı. Üç Babürlü general de birbirinden nefret ediyordu ve savaşı kazanmaktansa birbirlerinin kaybetmesini izlemeyi tercih ediyorlardı. Muhammed Şah ise orduya komuta etme konusunda bilgisizdi.

Babür İmparatorluğu, Şah Cihan veya Alemgir’in yönetimi altında olan güçlü bir imparatorluk değildi. Çökmekte olan bir imparatorluktu ve bu, herkes tarafından biliniyordu. Alemgir’in yönetimi altında iken Nadir Şah’ın böyle bir istila girişiminde bulunmaya asla cesaret edemeyeceği belliydi.
Nadir Şah parlak bir askeri komutandı. Muhtemelen 18. yüzyılın en iyisiydi. Gerçek bir askeri dehaydı. Karnal Savaşı’ndaki taktikleri bunu kanıtlıyor. Nadir Şah, Hindistan’ı fethetmedi sadece Babür ordusunu Karnal’da yendi ve başkent Delhi’yi ele geçirdi. Tüm Babür İmparatorluğu’nu değil. Bütün imparatorluğu ele geçirmek için gücü ve yeterli kaynağı yoktu.

İran’daki durum
Nadir Şah neden İran’a geri döndü? Çünkü Nadir Şah’ın Hindistan’ı yönetmek için Delhi’de kalmaya niyeti yoktu. Delhi’yi işgali sadece yağmalamak içindi. Bölgede hakimiyet kurmayı düşünmüyordu. Nadir Şah’ın İran’daki yönetimi de zor durumdaydı, kaynakları tükeniyordu ve İran halkı mutsuzdu. Halk ağır bir şekilde vergilendirilmiş ve zorla askere alınmıştı. Nadir Şah’ın Osmanlı’lara ve Orta Asya’ya karşı savaşlarını sürdürebilmesi için gelir kaynaklarına ihtiyacı vardı. Hindistan bunu sağlayacaktı.

Delhi’nin yağmalanması ve katliamı
Nadir Şah, Delhi’yi o kadar çok yağmalamıştı ki tekrar Delhi’ye geri dönmesine gerek kalmadı. Çünkü arkasında işe yarar hiçbir şey bırakmamıştı. Dönemin önemli şehirlerinden birisi olan Lahore için bir ayrıcalık tanıdı. Babürlülerin valisi Zakaria Khan’ın, Pers İmparatorluğu’na her yıl 2 milyon rupilik bir vergi ödemesi şartıyla Lahor’u yönetmesine izin verdi.
Nadir Şah, Delhi tahtına çıkar çıkmaz Delhi sokaklarında bazı Pers askerlerinin öldürüldüğü ayaklanmalar başladı. Nadir Şah, sokaklarda İranlı askerlerin cesetlerini gördüğünde buna çok öfkelendi ve Delhi halkının katledilmesini emretti. Bu katliam sırasında Delhi halkının varlıkları da yağmalandı ve büyük sayıda ölümler yaşandı.
Delhi mahalleleri arasındaki Dariba Kalan, Fatehpuri, Chandni Chowk, Hauz Khas, Faiz Bazar, Lahori Gate, Johari Bazar, Ajmeri Gate ve Kabuli Gate gibi birçok yerde kısa süre içinde hem Hinduların hem de Müslümanların cesetleri birikti. Ayrıca Perslere boyun eğmek yerine kendilerini, eşlerini ve çocuklarını öldüren pek çok kişi de vardı. Nadir Şah şehirdeki pek çok kişiyi kısa süre içinde katletti. Kesin ölüm rakamı bilinmiyordu ama sayının yüzbinlere ulaştığı tahmin ediliyor. Katliamdan sonra, cesetler çukurlara gömüldü veya toplu bir şekilde yakıldı.
Nadir Şah, Şah Cihan tarafından yaptırılan ünlü Tavuskuşu tahtını yanına aldı. Ayrıca efsanevi Koh-i-noor elmasını da aldı. Bunun yanında 10 milyon rupi tutarında altın, 600 milyon rupi değerinde mücevher ve 6 milyon rupi kadar madeni parayı yağmaladı. Hindistan’ı işgal ettikten sonra toplam koleksiyonunun, 700 milyon rupi değerinde olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca yanında 7 bin zanaatkar, 200 marangoz, 100 taş kesici ve binlerce fil, at ve deve de götürdü.

İşgalin Sonuçları
Nadir Şah’ın Hindistan’ı işgali ve şehir halkına uygulanan vahşet ve insanlık dışı muamele hiçbir zaman unutulmadı. Delhi katliamı, Babürlüleri o kadar zayıf bıraktı ki, başka düşmanlara karşı savaşamadılar ve güçlerini yeniden toparlayamadılar. Bu istila ile Babür İmparatorluğu’na onarılamaz bir zarar verildi. Bir çok Babür eyaleti Perslere teslim edildi. Nadir Şah’ın halefi Ahmed Şah Abdali de onun taktiklerini izleyerek 1748-1767 yılları arasında Hindistan’ı defalarca işgal etti ve Delhi’ye baskınlar düzenledi.
Delhi’den toplanan ganimetin çok büyük olduğu ve Nadir Şah’ın ülkesine döndükten sonra 3 yıl süreyle İran’da vergilendirmeyi durdurduğu söyleniyor. Nadir Şah, Doğu’da Babür İmparatorluğu’na karşı zafer kazandığı için, ezeli rakibi Osmanlı’larla karşı karşıya gelme kararını verdi ve bu da 1743’teki Osmanlı-İran Savaşı’na yol açtı.
Nadir Şah’ın Hindistan’a karşı saldırısı ve başarısı sayesinde İngiliz Doğu Hindistan Şirketi Babür İmparatorluğu’nun zayıflığının farkına varmış oldu. Böylece İngilizler Hindistan’a girerek iktidar boşluğunu doldurmanın iyi olacağını düşünmeye başladılar. Tarihçiler, Nadir Şah Hindistan’ı işgal etmeseydi, İngilizlerin Hindistan’a daha geç geleceklerini veya hiç gelmeyeceklerini tahmin ediyorlar.

Nadir Şah neden Delhi’de kalmadı?
Yağma uğruna bir bölgeyi işgal etmek kolaydır. Bir ülke üzerinde kontrol kurmak ve bu kontrolü sürdürmek ve onu yönetmek zordur. Nadir Şah bölgeyi sadece yağmalamak için işgal etti. Burada kalmak ve yönetmek için değil.
Ayrıca Nadir Şah, İran Şahıydı, Hindistan’ın değil. Babür tahtına otursa bile yine İran’da hüküm sürecekti, Delhi’de değil.
Unutulmaması gereken başka bir şey, Nadir Şah’ın Babür İmparatorluğu’nun sadece bazı bölümlerine hükmettiğidir. Muhammed Şah, İndus Nehri’nin batısındaki tüm Babür topraklarını İran’ın Afşar İmparatorluğu’na geçmesini kabul etti. İndus Nehri’nin doğusundaki topraklar gene Babürlerin elinde kaldı.
Ancak, Nadir Şah’ın daha sonra Hindistan’a dönmeyi planladığına dair bazı kanıtlar da vardı. Gelecekte bölgenin kontrolünü doğrudan ele geçirmek istiyordu. Ancak, bu asla gerçekleşmedi. Nadir Şah 1747’de bir suikast ile öldürüldü ve imparatorluğu sona erdi.

Nadir şah İran değil, Azerbaycan şahıdır! O zaman Kuzey ve Güney Azerbaycan vardı, İranın işğalinde değildi. İran da Azerbaycan topraklarına katılmışdı. Söyle bakalım, Nadir şahın etrafındakıların ismini, iranlımı değilmi?
Doğru kendisi Azeridir ama kimse ona Azerbaycan şahı demez. Bilinen şekliyle İran Şahıdır.