Babürlüler (daha sonra Timurlular) atalarıyla olan bağlantılarına büyük önem verirdi. Ataları tarafından kullanılmış olan ünvanların benimsenmesinde bunu görüyoruz. Babürlülerde Kağan ünvanı kullanılırken kendilerini Moğol atalarından çok Timurlularla ilişkilendirirdi.
Bu unvanlardan birkaçı şöyledir.
Gurkan (Damat)
Tam olarak “Cengiz Han’ın Kraliyet Damatları” anlamına gelir. Hanedanın adı bile Timur tarafından kullanılan bu ünvana dayanmaktadır. Timur kendisi için Kuragan ya da Gurgan (damat) ünvanını kullanmıştır. Bu uygulama daha sonra Timurlular tarafından devam ettirilmiştir.
Timurlu Mirza’lar (prensler) ile Cengizi’ler (prensesler) arasında evlilik yapmak yaygın bir uygulamaydı. Böylece hanedana ait ünvanlara sadık kalmış oldular. Uluğ Bey Mirza ve Ebu Said Mirza gibi prensler bir Cengizi kadın ile evlendiklerinde Kuragan/Gurgan unvanını aldılar. Örneğin Uluğ Bey, “Al-Sultan al-Azam Mugit al-Dunya Ulugh Beg Kuragan” (En Büyük Sultan, Dünyanın ve Dinin Yardımı, Uluğ Bey Gürkani) ünvanını kullandı.
Böylece, Timurlu hanedanı Guregeniyya veya Gurkaniyan (Gürkanlılar) olarak tanındı.

Kağan (Hanlar Hanı)
Babür, kendisi için Kağan unvanını alan ilk Babür İmparatoru’dur. Onun kullandığı ünvan, tam olarak “Khagan-ul-Muazzam” (Hanlar Hanı) dı. Bu ünvan, onun saltanatının ikinci yarısında alınmıştır. Daha sonraki Babür İmparatorlarından Şah Cihan, bunun yerine “Khaqan al-Mukarram” (Hanların Onurlu Hanı) ünvanını kullandı.
Kağan/Hakan ünvanının kullanımı Timurluların ilk döneminde başlamıştır. Bu ünvan; ilk defa Timur’un oğlu Şah Rukh Mirza’ya atıfta bulunmak için kullanılmıştır. Bir yazıtta kendisinden “Kağan oğlu Kağan” olarak bahsedilmektedir. Burada Timur, kendisi hiçbir zaman böyle yüksek bir ünvan kullanmamış olsa da kendi kendisine Kağan ünvanını uygun görmüş gibi görünmektedir. Şah Rukh’un oğulları Baysungur Mirza ve Uluğ Bey Mirza da bu ünvanı kullanmışlardır. Uluğ Bey Mirza daha sonra bu ünvanın Babürlü formuna çok benzeyen “Khaqan al-Akram” (Hanların Soylu Hanı) ünvanını almıştır.

El-Sultan el-Azam (Büyük Sultan)
Bu ünvanın daha açık bir tanımı “Büyük Hükümdar”dır. Bu ünvanın kullanımı da Babür Şah döneminde başlamıştır. Babür, saltanatının son yıllarında Sultan ül-Azam ünvanını almıştır. Bu ünvanın kullanımına sonraki Babür imparatorları devam etmiştir.
Timur’un kendisi hiçbir zaman Sultan ünvanını kullanmadı. Bu ünvan, tahttaki kukla Çağatay Han (Soyurghatmiş ve Mahmud) için ayrılmıştı. El-Sultan el-Azam ünvanının kökeni Şah Rukh Mirza dönemine dayanmaktadır. Bu, Timurlu devletinin İslami gelenekle yakınlaşma dönemindeydi. Bu ünvan, Şah Rukh’un oğulları Baysungur Mirza ve Uluğ Bey Mirza tarafından da kullanılmıştır. Uluğ Bey Mirza aynı zamanda “Sultan, Sultan’ın oğlu” olarak da anılırdı. Burada da Timur, kendi kendisine Sultan ünvanı veriyor gibi görünüyor.
Uluğ Bey ayrıca “El-Sultan el-Azam wal Khaqan al-Akram” ünvanını da kullanmıştır. Babürlü hükümdarı Şah Cihan da bu ünvana benzeyen “Şehinşah Al-Sultan al-‘Azam wal Khaqan al-Mukarram” ünvanını kullanmıştır.

Padşah-ı İslam (İslam İmparatoru)
Bu ünvan, Şah Rukh Mirza tarafından Türk-Moğol geleneklerinden uzaklaşılmaya ve İslam geleneklerine yaklaşılmaya başlanan dönemde benimsenmiştir. Bu ünvan, Babür İmparatorları tarafından yaygın olarak kullanılan bir ünvan değildi. Padişah-ı İslam ünvanını kullanan tek hükümdar Ekber’di.
Timurlular arasında Padişah ünvanının kullanımı enderdi. Babürlüler Padişah unvanını aynı formda kullanmamışlardır. Bunun yerine kullanılan bazı ünvanlar şöyleydi :
“Padshah-ı Gazi” (İmparatorların Fatihi)
“Padshah-ı Hilafet Panah” (Halifeliğin Egemen Savunucusu)
“Padshah-ı A’la” (Yüce İmparator)
“Padshah-ı Alam” (Dünyanın Egemeni)
Babür Şah, Tuzuk-ı Babri’de (Babur’un Anıları) şöyle yazmıştır: “O tarihe kadar insanlar Timur Bey’in soyundan gelenlere hükümdar olsalar bile Mirza diye hitap ediyorlardı; şimdi ise insanların bana Padişah diye hitap etmelerini emrettim.”

Babürlülerde Kağan Ünvanı – Giti Setan (Dünyanın Fatihi)
Bu, Timur tarafından askeri kariyerini başarılı bir fatih olarak tasvir etmek için kullanılan bir ünvandı. Babür imparatorları Giti Setan unvanını kullanmamış, ancak bu ünvanın farklı çeşitlemelerini kullanmışlardır. Birkaç farklı Babür imparatoru tahta çıktıktan sonra kendileri için bu tür büyük ünvanlar aldı. Örneğin Cihangir’in (Dünya Fatihi) ve Alemgir’in (Dünya/Evren Fatihi) ünvanları gibi.

Sahib-i Geran (Hayırlı Kavuşumun Efendisi)
Timur’a atıfta bulunmak için yaygın olarak kullanılan bir ünvandır. Bu ünvan, onu basit bir sultandan daha yüksek bir seviyeye yerleştirmiştir. “Sahib-i Geran” ünvanı, Şah Cihan tarafından da kullanılmıştır. Ancak o “Sahib-i Geran-ı Sani” (Hayırlı Kavuşumun İkinci Efendisi) ünvanını seçmiştir. Ekber ve Cihangir, resmi olarak bu ünvanı almamış olsalar da, başkaları tarafından dolaylı olarak “Sahib-i Geran” olarak anılmışlardır.
Kralların kralı Cihangir, İkinci Timur
Muzafferlik tahtında adaletle oturdu
Başarı, talih, zafer, ihtişam ve sevinçle
Hizmet etmek için etrafı sarıldı.
Bu, onun katılım ilanıdır,
Talih, Sahib-i Qiran-i Sani’nin
Ayaklarının dibine geldiğinde.
-Maktub Khan’ın şiiri.








