Babür’ün yaşamı

0
612
Babür Şah, Fergana Vadisi ve Andicandaki Devanaboy Mescidi

Doğumu : 1483 Andican (Günümüzde: Özbekistan)
Tahta çıkışı : 1526
Ölümü: 1530 Agra
Tahtta kaldığı süre : 4 yıl

Doğumu ve çocukluğu

Babür Şah, 14 Şubat 1483’te doğdu. Babası Ömer Şeyh, Fergana’nın sultanıydı. Babür, açık tenli oluşuyla, siyah çekik gözleri ve çıkık elmacık kemikleriyle Orta Asyalı kökeni çok belirgin bir kişiydi. 11 yaşındayken babası bilinmeyen bir nedenle ortadan kaybolunca Babür, amcası ve yeğenleriyle birlikte tahta geçti. Bu sırada Fergana vadisi, dönemin önemli şehirlerinden Semerkant ve Buhara’dan 200 km. kadar uzakta, verimli toprakları olan yemyeşil bir yerdi.

Fergana Vadisi haritası
Fergana vadisi

Timur’un ölümü

O dönemde büyük hükümdar Timur öldü. Hükümdarlığı Delhi’den Akdeniz’e, Pers Körfezinden Volga nehrine kadar uzanıyordu. 1496 yılında Semerkant’ın sultanı da ölünce Babür, iki yeğeniyle birlikte şehri kuşattı. 7 ay sonra burayı ele geçirdi ve hemen Timur’un türbesini ziyaret etti. Babür Şah, daha sonra Hindukuş Dağları’nı aşarak Kabil üzerine yürüdü ve şehri kolayca ele geçirdi. Kabil’i taze meyveleri, ba­lı ve iyi ko­run­muş ha­liy­le çok sev­di, her za­man baş­ken­t ola­rak kul­lan­dı.

Kabil seferi
Babur Kabil seferinde © Wikimedia Commons

Kan­da­har ve Ka­bil şe­hir­le­ri, İran ve Ana­do­lu üzerinden Av­ru­pa’ya açı­lan ker­van yo­lu üze­rin­dey­di ve bu­ra­dan her yıl 10 bin ka­dar at ve de­ve yü­kü olan ker­van­lar ge­çi­yor­du. Bu ker­van­lar­da­ki mal­la­rın de­ğe­ri­nin 400’de bi­ri ver­gi ola­rak alı­nır­dı. Bu sa­ye­de Ka­bil’­de uzun bir sü­re bol­luk ve ba­rış dönemi yaşandı. 

Bu ara­da Ti­mur Ha­ne­da­nı­nın baş­ka bir üye­si olan Şey­ba­ni Han, Se­mer­kant’ı ele ge­çir­di. Ba­bür Şah, Semerkant’a tek­rar se­fer yap­tı, an­cak gücü yeterli olmadığı için İran’da­ki Sa­fe­vi­lerden yar­dı­m istedi. Şah İs­ma­il, yapacağı yar­dı­m kar­şı­lı­ğın­da Ba­bür’ün Şii ge­le­nek­leri­ne gö­re gi­yin­me­si­ni ve bir Şii gi­bi dav­ran­ma­sı­nı şart koş­tu. 1511 yı­lı­nın Ka­sım ayın­da Se­mer­kant’ı ge­ri al­dı­ğın­da Ba­bür, bir Sün­ni ol­ma­sı­na rağ­men sa­ka­lı­nı Şii tar­zın­da kes­ti ve Şii kı­yafet­le­ri giydi. 

Kabil şehrinde
Babür kabilde © Wikimedia Commons

Hindistan seferi

Ba­bür Şah, ün­lü Hay­ber Ge­çi­di­ni ge­çe­rek Pen­cab Ova­sı­na açı­lmaya ve Ti­murun yap­tı­ğı gi­bi “Hin­dus­tan’ı” ele geçirmeye karar verdi. Bu ara­da Ti­mur’un bı­rak­tı­ğı Ge­nel Va­li Hı­zır Han, ken­di­si­ni Del­hi Sul­ta­nı ola­rak ilan et­miş ve bir ha­ne­dan kur­muş­tu. Ba­bür’ün Şah ol­du­ğu­nu ka­bul et­mi­yor, bu­na kar­şı­lık Ti­mur’un oğ­lu Şah­ruh’a bağ­lı­lı­ğı­nı bil­di­ri­yor­du. Ba­bür, gön­der­di­ği el­çi ile “Daha önce bir başka Türk’e ait olan toprakları barış içinde geri almak istediğini” bildirdi, ama bu isteği reddedildi.

Kabil - Afganistan
Babür döneminde Kabil

Babür, savaşa hazırlanmakta hiç acele etmedi. Üstad Ali isimli bir Türk ustanın dökümünü yaptığı topları ordusunda ilk kez kullanacaktı. 1525 yılında 25 bin kişilik bir kuvvetle yola çıktı. Panipat ovasında iki ordu karşılaştı. Babür ordusu, 100 bin kişi olduğu söylenen Delhi ordusunu yendi. Savaştan sonra oğlu Hümayun’u Agra’yı güvenlik altına almaya ve oradaki Lodi Hanedanına ait hazineyi getirmeye gönderdi. Bu hazinenin en önemli parçası olan büyük bir elmas, daha sonraları ‘Kuh-i Nur’ – Nur Dağı Elmas’ı olarak adlandırılmıştı.

Babür, Delhi ve çevresine yerleşti ama Rajastan’ın Hindu prensi Rana Sanga kısa süre sonra saldırıya geçti. Agra yakınlarındaki savaştan galip çıkan Babür ordusu oldu. Artık “Hindustan’ın” hakimi olmuştu. Oğullarını uzak eyaletlere vali olarak gönderdi. Kamran, Kandahar şehrine, Askari, Bengal’e ve Hümayun ise Bedekşan’a gitti.

Panipat savaşı
Panipat savaşı © Wikimedia Commons

Babür İmparatorluğu

Padişahlıktan sonra artık imparator olarak anılmak isteyen Babür bunun için büyük bir toplantı düzenledi. Timur’un ve Cengiz Han’ın soyundan gelen ve kendisine hizmet etmiş olan başka devlet büyüklerine Agra’ya gelmeleri ve “münasip hediyelerini almaları” konusunda mesajlar göndermeye başladı. 1528 yılının sonuna doğru yeterli sayıda olumlu cevap geldi.

Agra’da büyük bir festival hazırlandı. Ortasında Babür Şah’ın bulunduğu yarım daire şeklindeki ziyafet sofrasına en önemli konuklar oturtuldu. Burada yapılan en önemli iki faaliyet; yemek yemek ve hediye alıp vermekti. Babür, önemli misafirlerinin başından aşağıya altın ve gümüş paralar döktürüyor, misafirler Babür Şah’a, kılıç kınları ve şahın şerefine dikilmiş giysiler gibi hediyeler veriyordu. Bu sırada hayvanlar arasındaki dövüşler, güreşler, danslar, müzikler ve cambazlık gösterileri durmaksızın sürüyordu.

Bu büyük festival, dönemin şaşaasını yansıtan bir gösteriydi. Babür’ün kızı Gülbeden daha sonra “Beş kralın hazinesi onun (Babür’ün) eline geçti ve o, her şeyini (bu festivalde) dağıttı.” diye yazmıştı.

Babür Şah
Babür Şah © Wikimedia Commons

Hastalığı ve ölümü

Babür Şah, 45 yaşına geldiğinde sık sık hastalanmaya başladı. Çok içki içerdi. Bir çok kez içkiyi bırakmak istemiş, ama bunu başaramamıştı. Alkolden başka -majun- isimli bir uyuşturucu kullanırdı. Haftanın 4 gününü alkole, 3 gününü ise majuna ayırmıştı. Babür’ün tutulduğu Şark çıbanı, siyatik, kulak akıntıları, kan tükürme gibi hastalıkları hem ilerlemiş yaşından, hem de aşırı sıcaklardan iyice dayanılmaz hale gelmişti.

Babür Şahın hastalığı
Babür hasta © Wikimedia Commons

İmparator, 26 Aralık 1530’da öldü. Mücadelesi küçücük Fergana bölgesi ile devasa Hindistan arasında iniş çıkışlarla geçmişti. Büyük ataları Timur’un ve Cengiz Han’ın izinden yürümüş ve zamanının en büyükleri arasına girmişti. Kendi yazdığı BABÜRNAME isimli kitabında yaşadığı döneme ait çok önemli bilgiler vermiştir. Bu kitap, sonraki Mughal hükümdarlarının da devam ettirdiği bir geleneğin başlangıcı oldu.

Babürname
Babürname kitabı

Babürün naaşı Agra’da 9 yıl süre ile gömülmüş, daha sonra Afganistan’da Kabil şehrindeki bir bahçede yapılan bir türbeye defnedilmiştir.

Babür türbesi
Kabildeki Türbesi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
İsminizi yazın