Doğumu : 1569 – Fetihpur Sikri
Cihangir Şahın Tahta çıkışı : 1605
Ölümü: 1627 – Keşmir
Tahtta kaldığı süre : 22 yıl
Tahta çıkışı
15 Ekim 1605 tarihinde Ekber, aşırı ishal ve iç kanama sonucunda öldü. Öleceği gün kendi türbanını ve Hümayun’dan kalan kılıcı Cihangir’e (Selim) vererek bir sonraki hükümdarın kim olacağını işaret etmiş oldu. Ekberin ölümünden 8 gün sonra Prens Selim (Cihangir) Babürlü tahtına çıktı. Kendisine Nuruddin Muhammed Cihangir Badshah Gazi ünvanını seçti. Doğumundaki adı Selim olduğu halde, Osmanlı Sultanı 2. Selim ile karıştırılmamak için Cihangir adını kullandı.
Tahta geçer geçmez önemli bir sorun ile karşılaştı. Öz oğlu Khusro kendisine karşı çıktı. Khusro tahtın kendisine ait olması gerektiğini iddia ediyordu. Cihangir, Khusro’yu Bengal’e gönderdi, fakat o, imparatora (babasına) baş kaldırdı ve yandaşlarıyla birlikte Agra üzerine yürümeye başladı. Khusro, daha sonra bundan vazgeçti, Agra’ya 35 km. kala yönünü Lahore’a çevirdi ve Lahore’u kuşattı. Cihangir, güçlü ordusuyla Khusro’yu kolaylıkla yendi, hapse atılan Khusro, orada öldü.

Evliliği
Yönetiminin başlarındaki önemli bir olay, Nur Cihan ile evlenmesi ve 3. oğlu Hürrem’in doğmasıdır. Hürrem, daha sonra Şah Cihan adını alarak Babürlü tahtında oturacaktır. Nur Cihan, aslen bir İranlı olan Gıyas Bey’in kızıydı. Daha önce başka bir İranlı ile evli olan Nur Cihan, kocası ölünce dul kalmış, sarayda hizmet ederken Cihangir’in dikkatini çekmiş ve yeteneğiyle Cihangir’i kendisine âşık etmiştir.
Daha sonraları Nur Cihan’ın yeğeni Ercümend Banu (sonradan Mümtaz Mahal), Cihangir’in oğlu Şah Cihan ile evlenecektir.

Oğlu Şah Cihan
Cihangir’in ikinci oğlu Hürrem, (sonradan: Şah Cihan) yeteneği sayesinde önemli başarılar elde etmeye başladı. 1616’da güneydeki Dekkan hükümdarlığıyla anlaşma yapmayı Hürrem başarmış ve burayı yüklü miktarda vergiye bağlayarak Cihangir’in takdirini kazanmıştı. Cihangir, ödül olarak oğlu Hürrem’in başından aşağıya mücevherler ve altın paralar döktürmüştür. Oğlunun gelecekte Şah Cihan ismini alacağını duyurarak kendi tahtının yanında ona bir yer vermiştir. Şah Cihan’ın rütbesini Mughal yönetim sistemine göre hiç kimsede olmayan 30 bin Zat (kişi) ve 20 bin Savar (süvari) derecesine yükseltmiştir.

Avrupa ile ilişkiler
Cihangir döneminde İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’nin bir görevlisi olan Sir Thomas Roe, Agra’ya gelerek kraliyet sarayında 3 yıl kadar kalmıştı. Roe’nin anıları ve yaptığı gözlemler bu döneme ışık tutan önemli bilgiler içerir. Doğu Hindistan Şirketi Sir Thomas Roe aracılığı sayesinde Cihangir ile bir ticaret anlaşması imzalamıştı. Bu anlaşma ile şirkete tanınan imtiyazlar arasında Surat limanının İngiliz şirketi tarafından işletilmesi de vardı. Böylece İngilizler, Hindistan topraklarına ilk kez adım atmış oldular.
1623 yılında Cihangir İrana bir elçiyle değerli hediyeler gönderdi. Şah Abbas’ın Kandahar üzerine yürümüş olmasına rağmen bir anlaşma imzalamak istedi. Bu isteği olumlu karşılandı.
1626 yılında Osmanlı Sultanı 4. Murad’a bir mektup göndererek ittifak kurmak istedi. Cihangir’in 1627 yılında ölümüne kadar herhangi bir cevap gelmedi.

Sağlık sorunları
1620 yılında Cihangir’in sağlık sorunları ortaya çıkmaya başladı. Bu arada, Nur Cihan’ın önerileriyle Şah Cihan, tekrar Dekkan bölgesine sefere gönderilmeye çalışılıyordu. Şah Cihan, bunun kardeşi Şehriyar’ı tahta çıkarmak için yapılan bir hile olduğunun farkındaydı ve Dekkan’a gitmeyi reddetti. Daha sonra kabul ederek savaşa gitti ve kısa sürede büyük bir başarı kazandı.
1622 yılında İran’daki Safevi sultanı Şah Abbas, Afganistan’da Kandahar bölgesine hücum etti. Cihangir, Şah Cihan’ın orduyla birlikte Kandahar’a gitmesini emretti, Şah Cihan bu emre uymayınca hükümdara başkaldırmış oldu. Gene de baba – oğul arasında herhangi bir savaş veya çatışma yaşanmadı ve kısa sürede anlaşma sağlandı. Bu anlaşmaya göre Şah Cihan, güneyde bir bölgeye hakim oldu ve buna karşılık Dara Shikoh ve Aurangzeb isimli iki oğlunu Cihangir’e rehin bıraktı.

Hastalığı
Bu arada Cihangir’in hastalığı ağırlaşmaya başladı. Cihangir, Mughal hükümdarları içinde alkol ve esrar kullanma alışkanlığı en fazla olan hükümdardı. 17 yaşındayken sarı renkli şarap içmeye başlamıştı. Şarabın etkisine alıştıktan sonra 20’li yaşların sonlarında arrack (rakı) ve daha sonraları çift damıtılmış içki içmeye başlamıştı. Önceleri günde 20 kadeh kadar içerken, doktorların uyarısıyla bunu günde 6 kadehe kadar azaltmıştı. Çektiği esrar miktarı ise günde 14 kiraz büyüklüğündeydi. Sadece sarhoş edici madde tedarikini yönetmek için özel bir hizmetçisi vardı.
Cihangir’e babası Ekber’den istikrarlı ve zengin bir imparatorluk miras kalmıştı. Ama maalesef Ekber gibi büyük bir hükümdar olamadı. Sahip olduğu mirası geliştirmek yerine elindeki zenginlikleri tüketti.

Cihangir Şah’ın Ölümü
1627 yılında Cihangir’in astım hastalığı artık çok ilerlemişti. Bir hizmetlisinin kaza geçirerek gözünün önünde ölmesini kendisine verilmiş olumsuz bir işaret olarak algıladı. Hastalığı çok ilerleyince Keshmir’in bol oksijenli havası belki iyi gelir diye Keshmir’e gitti. Orada soğuk hava ile karşılaşınca Lahore’a yöneldi fakat 28 Ekim 1627 tarihinde yolda vefat etti.
Cihangir’in türbesi günümüz Pakistan’ındaki Lahore’dadır. Eşinin ölümünden sonra Nur Cihan, saray hayatından tamamen çekildi. Lahore’da eşi için bir türbe yaptırmakla uğraştı. Öldüğünde bir türbe de onun için gene Lahore’da yapıldı.
