Babürlüler matbaa kullandı mı? 

0
1
Matbaa kapak

Babür imparatorları veya diğer Hint hükümdarları matbaanın varlığından ve kullanımından haberdar olmalarına rağmen matbaa teknolojisini kullanmadılar. Babürlüler matbaa kullandı mı sorusu günümüzde bile hep sorulan bir sorudur. Ekteki yazıda bu sorunun cevabını vermeye çalışıyoruz.

Matbaa

Batı’da matbaanın icadı ve yükselişi ile kültür alanında büyük bir ilerleme yaşanmıştır. Buna karşılık İslam dünyasında ve Hint Yarımadası’nda matbaanın kullanılmaya başlanması çok geç olmuştur. Matbaa ile Babür İmparatorluğu ve Hindistan arasındaki ilişki, Ahsan Jan Qaisar’ın “Avrupa Teknolojisi ve Kültürüne Hint Tepkisi” adlı kitabında ayrıntılı olarak ele alınmıştı.

matbaa ilk
İlk matbaa

Avrupa’da matbaa kullanımı 15. yüzyılın ortalarında yükselmiştir. Matbaa Hindistan’a Babür İmparatorluğu’nun kurulmasından önce gelmişti. İlk matbaa, 1550’li yıllarda Portekiz kolonilerindeki Cizvit Papazlar döneminde Hindistan’a ulaştı. Portekizliler bu baskı makinesini, başlangıçta Portekizcede, sonra Marathi dili gibi yerel dillerde Latin alfabesiyle ve ardından 1570’lerde ilk Hint dili olarak Tamil alfabesiyle Hristiyan inancına dair dini kitaplar basmak için kullandılar. Bu baskı makinelerinin ilki Goa’daydı, ancak 16. yüzyılın sonlarına doğru bunlar Kochin, Quilon (Kollam) ve Punnaikayal gibi Portekiz koloni şehirlerinde de kuruldu. Portekizliler, 18. yüzyılın ortalarına kadar Hindistan’daki baskı dünyasına hakim oldu.

matbaa pazar
Bir Hollandalı sanatçının 16. Yüzyıldaki bir pazarı tasviri. Panaji (Goa), Hindistan Yarımadası’nda ve belki de tüm Asya’da bir matbaa makinesi kurulan ilk şehirdi.

Babür İmparatorluğu ve matbaa

Ekber döneminde Hindistan’daki Portekizli’lerle diplomatik ilişkiler kurulmuştu. İki taraf, elçiler aracılığıyla kültürel alışverişte bulunuyordu. Cizvitlerin İbadat Khana’daki dini tartışmalara katılmaya davet edildiği noktaya kadar Babürler matbaada basılan bazı kitaplara erişebiliyordu. Özellikle Ekber’in çok sayıda dilde geniş bir kitap koleksiyonu vardı. Bu kitaplardan bazıları Cizvitler tarafından Ekber’e hediye edilmişti. Ekber ve Babür soyluları 16. yüzyılın sonuna kadar matbaanın varlığından habersiz değildi.

Ancak, Ekber’in matbaaya olumlu tepkisini kaydeden hiçbir tarihsel kayıt yoktur. Babür soylularından veya tüccar sınıfından herhangi birinin matbaaya ilgi gösterdiğine dair bir kanıt da yoktur. Aslında, 16. yüzyılda hiçbir Hintlinin matbaa kullanımına dahil olduğu görülmemiştir.

Babür İmparatoru’nun matbaaya ilgi gösterdiğine dair tek kanıt, amatör de olsa bilimle uğraşan Cihangir’den gelmektedir. Cihangir’in 1606 yılında Lahor’da bulunan bazı Cizvitlerle matbaa konusunda bir tartışma yaptığı biliniyor. Bu tartışmada yazı tiplerinin Farsça (veya Fars-Arapça) olması konusunda bazı konular dile getirilmişti. Cizvitler kendisine 10 yıl önce Vatikan’da basılmış Arapça İncil örneklerini göstermiş ve Babürlerin bu alanda geç kaldığını ifade etmişler. Cihangir’in bu konuda herhangi bir yanıtı veya daha fazla ilgi gösterdiğine dair bir kayıt yoktur.

Bu basılı kitapların Şah Cihan döneminde Babür sarayında bulunduğuna dair kanıtlar var. 1649’da Arapça dilinde teolojik içerikli basılı bir kitap saraya getirilmişti, ancak bu kitap, Şah Cihan’ın veziri tarafından reddedildi. 17. yüzyılda yerel halkla temas halinde olan basılı kitapların hem Latince hem de Farsça-Arapça yazılı olan örnekleri vardır. Bu bilgi matbaanın Ekber zamanından itibaren Babürler tarafından iyi bilindiğini göstermektedir. Ancak, Babürler imparatorluğun 18. yüzyılın ortalarındaki çöküşüne kadar sadece el yazısı kitaplara güvenmeye devam edecekti. 

matbaa thomas roe
Thomas Roe, Cihangir’in sarayında. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’nin bir görevlisi olan Sir Thomas Roe, Agra’ya gelerek kraliyet sarayında 3 yıl kadar kalmıştı.

Babürlüler matbaa kullandı mı? El yazmacıları matbaaya karşı 

“Onlar bizim Basım Sanatımızı aktarmaya çalışmadılar. Bu, (matbaanın gelişmesi) kalemle (el yazması yapan) ve çok sayıda kişiyi geçindiren Katiplerin itibarını ve geçim kaynaklarını zedeledi. Basımcılığın başlangıç yıllarında, buna karşı çıkanlar çoğunlukla geçim kaynakları tehdit altında olan örgütlü hattatlar ve müzehhiplerdi.” 

-John Ovington, İngiliz Rahip ve gezgin. Babür İmparatorluğu’na seyahatlerini “1689 Yılında Surat’a Bir Yolculuk” adlı eserinde yazmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu’nda bir İngiliz diplomat olan James Matra, 18. yüzyılın sonlarında yazdığı “Majestelerinin Endeavour Gemisiyle Dünya Turu Günlüğü” adlı eserinde Osmanlı İmparatorluğu’ndaki katiplerin matbaa teknolojisine karşı benzer türdeki muhalefetini anlatır.

Tarihçi Stephen P. Blake, “Avrupa Teknolojisi ve Kültürüne Hint Tepkisi” adlı incelemesinde şöyle diyor. “Matbaaya olan ilgisizliğin ardındaki kültürel faktör şöyledir. İslam dünyasında yazılı metin sanatı yaratıcıları -yazıcılar, hattatlar, müzehhipler- yalnızca yazılı biçimde bilgi aktarma kaynağı olarak değil, aynı zamanda resimli el yazmalarının ortaya çıkmasını sağlayan bir yüksek kültür biçimi olarak görülüyordu. Matbaadan çıkan basılı kitaplarda bu yüksek kültür eksiktir. Matbaanın kullanılmasının sağladığı teknolojik avantajlar yerine resimli el yazmaları kullanmak toplumsal bir tercihti.”

Ancak bu teori, aynı zaman diliminde Müslüman olmayan elitlerin yani soyluların, zenginlerin ve tüccar sınıfının matbaayı kabul etmemesini veya buna kayıtsız kalmasını açıklamıyor. Rajputlar, Marathalar, Sihler ve diğer gayrimüslim seçkinlerin soyluları da matbaaya aynı derecede ilgisiz durumdaydı. Yerel gayrimüslim seçkinler de kendi yüksek kültür biçimlerine sahip değildiler ve matbaanın basım işlerinde bu anlamda eksik olduğunu görüyorlardı.

Baburluler matbaa kullandı mı?
17. yüzyıldan kalma Padshahnama’nin resimli el yazmasından bir görüntü

İngiliz Dönemi

Hindistan’da 18. yüzyıl sonu – 19. yüzyıl başlarında İngiliz sömürge döneminin başlamasına kadar olan dönemde artan Avrupa etkisi nedeniyle matbaa giderek daha fazla ilgi görmeye başladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz