Sultan İltutmuş dönemi

0
8
İltutmuş kapak

Babür İmparatorluğunda Ekber Şah neyse Delhi Sultanlığı için Sultan İltutmuş dönemi oydu. İltutmuş, Delhi Sultanlığı’nın kurucusu değildi. Bu kurucu, Ghor’lu Muhammed‘in generali Kutbeddin Aybek’ti. Ancak, tıpkı Ekber gibi, gelecek yüzyıllar boyunca hüküm sürecek bir imparatorluğun temellerini atan kişi oldu.

iltutmus portre
Sultan Şemseddin İltutmuşun bir tasviri.

İktidara yükselmek

İltutmuş yönetimi, çalkantılı zamanlara denk geldiği için pek çok zorluk yaşadı. Sultanlığın kurucusu Kutbeddin Aybek, 1210 yılında bir kaza sonucu öldü. Bu ölüm, Aybek’ın büyük güçlükle kurduğu saltanatını parçaladı. 

Lahor’daki soylular Aybek’ın oğlu ya da evlatlığı olduğuna inanılıan Aram Şah’ı Aybek tahtına getirdiler. Delhi’deki soylular ise tahta çok daha yetkin ve tecrübeli bir kişiyi koymaya karar verdi. Bu, Aybek’ın bir kölesi ve aynı zamanda damadı olan Shemseddin İltutmuş’tu. Bu karar, iki taraf arasında bir savaşa neden oldu. Taraflar Bagh-i-Jud’da karşılaştı ve İltutmuş galip geldi, Aram Şah öldürüldü. Bu, İltutmuş’un egemenliğinin başlangıcıydı.

iltutmus aybek
Lahor’daki Kutbeddin Aybek’ın mezarı © Wikimedia Commons

İmparatorluğun birleştirilmesi

Delhi Sultanlığı Aybek’ın ölümünden sonra parçalanmıştı. Farklı valiler ve generaller, bağımsız krallıklar kurarak kendi bölgelerinde bağımsızlık iddia ettiler. 

Ali Mardan Bengal’de bağımsızlığını ilan etmişti. Batıda, Nasir ad-Din Qabacha, Multan ve Uch bölgelerini almıştı. Gazne’nin eski Ghurlu generali Taceddin Yıldız, Harezmiler tarafından Gazne’den çıkarıldı. Bu arada Moğollar ve Harezmiler bölgeye gelmek ve Pencap’ı bir savaş alanına dönüştürmek üzereydiler.

iltutmus memluk bolge
Aybek’ın ölümünden sonra Memlük Sultanlığı

1216’da İltutmuş, Tarain Savaşı’nda Taceddin Yıldız ile karşılaştı. Yıldız yenildi ve esir alındı. 1221’de İndus Savaşı’nda yenildikten sonra Moğollardan kaçan Harezm Şahı Celaleddin Mingburnu sorunu ortaya çıktı. Celaleddin, Moğollara karşı Qabacha ve Delhi Sultanlığı ile ittifak yapmak istedi. İltutmuş, Qabacha’ya yardım gücü gönderdi. 1224’te Celaleddin bölgeden çekilerek İran’a geri döndü. Bölgelerin kontrolünü elinde tutmak için Harezmili iki komutan bıraktı. Bunlar Özbeg Bey ve Hasan Karluk’tu.

iltutmus mingburnu
Son Harezmi Şahı Celal ad-Din Mingburnu

Daha sonra İltutmuş ülkenin doğusuna odaklandı. Ali Mardan, Aybek’ın ölümünden sonra kendisini Bengal’de padişah ilan etmişti. Ali Mardan aşırı derecede zalimdi ve muhtemelen akıl sağlığından yoksundu. 1213’te, Bengal’deki soylular tarafından öldürüldü. Onun yerine Ghiyaseddin geçti. 

1225’te Sultan İltutmuş, Bengal’i işgal etti. Bu istila ancak Ghiyaseddin, saltanatın bir tebası olmayı ve İltutmuş’a haraç ödemeyi kabul ettiğinde durdu. İltutmuş, Delhi’ye döndükten sonra, Ghiyaseddin verdiği sözü bozdu ve Bihar’ı geri aldı. Bunun üzerine İltutmuş, en büyük oğlu Nasıruddin Mahmud’u Bengal’e gönderdi. 1227’de Nasiruddin, Bengal’in başkenti Lakhnauti’yi ele geçirirdi Sultan Iwad’ı yendi ve idam etti. Bengal’in genel valisi oldu. Bengal artık Delhi Sultanlığı’nın bir parçasıydı.

İltutmuş’un Delhi Sultanlığı orduları Pencaba yöneldi ve Multan ve Uch şehrini aldı. Bazı kaynaklara göre, Delhi Sultanlığı ordusu 100 bin kişinin üzerindeydi. Kuzey Hindistan’ın büyük bölümünü ve oradan gelen tüm serveti kontrol ettiği için Delhi Sultanlığı’nın böyle bir orduyu finanse etmesi zor değildi. Qabacha kaçmak zorunda kaldı ve 1228’de İndus Nehri’nde kendini boğarak intihar etti.

Daha sonra Harezmilerle mücadele başladı. 1229’da, Delhi Sultanlığı orduları Özbeg Beg’i bölgeden sürdü ve Celaluddin de kaçmak zorunda kaldı. Hasan Karluk ise Delhi Sultanlığı’na teslim oldu.

İltutmuşun büyük oğlu Nasiruddin Mahmud 1229’da öldü. Delhi Sultanlığı’nda bir subay olan Bilge Malik bundan yararlanmaya kalkıştı ve Bengal eyaletinin kontrolünü eline aldı. İltutmuş 1231’de Bengali bir kez daha istila etti, bundan sonra bölge hep Delhi Sultanlığı’nın bir parçası olarak kalacaktı.

iltutmus sultanlik
Memlük Sultanlığı en geniş halinde © Wikimedia Commons

Abbasi Halifesinin İltutmuş’u Tanıması

Sultan İltutmuş’un Harezmiler ile Moğollara karşı bir ittifakı reddetme kararı olumlu sonuçlar verdi. Abbasi Halifeleri, Harezmiler ile zayıf ilişkilere sahipti ve onlara direnecek müttefikler arıyordu. İltutmuş’un Harezmilere karşı durma ve onları Hint Yarımadası’ndan uzaklaştırma kararı Bağdat’ta olumlu karşılandı.

Abbasi Halifesi El-Nasir, İltutmuş’un sarayına bir büyükelçi göndermişti. Bu, Hindistan doğumlu bir Müslüman olan Radi al-Din el-Saghani idi. Radi al-Din 1227’de Bağdat’a döndü. 1228’de hediyeler ve onur cübbeleriyle Delhi’ye geri gönderildi. 

Halife, Sultan İltutmuşu Hindistan’ın tek padişahı olarak tanıdığını yazılı bir kararname ile gönderdi. Bu kararname İltutmuş’un yönetimini ve Delhi Sultanlığı’nın kendisini meşrulaştırdı. Delhi’de bu olay büyük törenlerle kutlandı.

iltutmus ajmer
Qutbeddin Aybek tarafından yaptırılmış olan Adhai Din ka Jhonpra camii, Ajmer © Wikimedia Commons

Para Birimi

Delhi Sultanlığını birleştirdikten sonra İltutmuş, imparatorluğun gelecek yüzyılları için önemli bir karar aldı. Bu karar, para biriminin değiştirilmesiydi. O dönemde Hindistan’da Dehlival sikkeleri isminde bir para birimi kullanılıyordu. Bunlar Delhi’nin Hindu hükümdarları tarafından değişime sokulmuş sikkelerin bir devamıydı ve gümüş-bakır alaşımından yapılmıştı.

iltutmus dehlival
Dehlival sikkeleri. Sağda – stilize edilmiş atlı figürü ile çevresinde Nagari alfabesiyle yazılmış Sri Hamirah. Solda – stilize edilmiş yaslanmış boğa figürü ile çevresinde Nagari yazısıyla yazılmış Sri Mahamad Sam yazısı.

Sultan İltutmuş, eski Boğa ve Süvari figürlü Dehlival sikkelerini yenileriyle değiştirdi. Bunlar gümüş Tangka / Tanka ve bakır Jital idi. Bu sikkeler, Sher Shah Suri döneminde Rupinin standardizasyonu ile değişene kadar yüzyıllar boyunca Delhi Sultanlığı’nın resmi para birimi olarak kalacaktı. 

İltutmuş döneminde altın oldukça nadirdi. Bu yüzden altın sikkeler nadiren basılırdı. Gümüş bile kıttı. Altın ve gümüş sikkeler daha sonra Delhi Sultanlığı’nda daha bol hale gelecekti.

iltutmus tangka
İltutmuşun değişime soktuğu Sind tarzı Tangka sikkesi © Wikimedia Commons

Iqta Sistemi

Sultan İltutmuş tarafından kurulan idari sistem, Iqta sistemiydi. Bu, bölgedeki eski feodal sistemlerin yerini alarak Delhi Sultanlığı’nın sağlamlaşmasına ve güçlenmesine yardımcı oldu. Iqta sistemi, Müslüman dünyasında yaygın olarak kullanılan eski bir sistemdi. İltutmuş bunu Delhi Sultanlığı’na uyguladı. Bu sistem sonraki birkaç yüzyıl boyunca yönetim sistemi olarak kalacaktı.

Iqta sistemi, bazı farklılıkları olmakla birlikte, Avrupadakine benzer bir iltizam sistemiydi. Buna göre Delhi Sultanlığı toprakları İqta adı verilen irili ufaklı bölgelere ayrıldı. Her Iqta aslında bir il sayılırdı. Her bir Iqta’dan sorumlu bir Muktis / İqtadar vardı. Bu Iqtedar’ın görevi İkta’larından vergi toplamak, yönetimini sağlamak ve topraklarında yasa ve düzeni korumaktı. Vergilerin büyük kısmı İqtedar tarafından kullanılır ve küçük bir kısmı padişaha ödenirdi. Ayrıca her bir Iqtedar kendi Iqtasından gelen vergilerin önemli bir kısmını profesyonel bir askeri güce sahip olmak ve sürdürmek için kullanmak zorundaydı. Bu kuvvetler, padişah tarafından her an savaşa çağrılabilirdi. Askerlik hizmeti ve padişaha olan sadakati karşılığında İktedara toprak ve beraberinde gelen servet verildi. Bir İqtedar vergilerini ödediği sürece yerel halkın kişisel tercihlerine karışmazdı.

Iqta liderliği kalıtsal değildi. En azından İltutmuş döneminde öyleydi. Daha zayıf padişahların yönetiminde kalıtsal hale gelecekti. İltutmuş yönetimi sırasında İktedarlar her 3-4 yılda bir, bir Iqta’dan diğerine transfer ediliyordu. Bu transferler, sistemi daha adil hale getirmek ve herhangi bir Iqtedar’ın bir bölgede sürekli olarak hakim olmasını önlemek için yapılıyordu. Böylece Sultana karşı kişisel sadakat sağlanıyordu.

Saltanatın idari yapısı

En tepede padişah vardı (İltutmuş). Padişahın her konuda sınırsız yetkisi vardı. İdari, yürütme ve adli konularda Padişah, en yüksek otoriteydi. Aynı zamanda saltanatın en yüksek askeri otoritesiydi. Herhangi bir pozisyona istediği bir kişiyi yerleştirebilir veya çıkarabilirdi. Ayrıca kendi halefini seçme hakkına sahipti. İltutmuş, Kendi halefi olarak oğlu yerine kızı Razia Sultana’yı seçtiğinde bu görüldü.

iltutmus raziya
Razia Sultananın bir çizimi

Padişahın altında Başbakan konumundaki Vezir vardı. Bu, saltanatın en yüksek ikinci dairesiydi. Vezir aynı zamanda maliye işlerine bakan Dewan-i-Vizarat’ın da başkanıydı. Tüm mali konuları o yönetirdi. Padişahın yokluğunda (askeri harekata gittiğinde), Vezir tüm saltanatın yönetiminden sorumluydu. 

Diwan-i-Arz veya Ariz-i-Mumalik, Delhi Sultanlığı’nın tüm askeri işlerinin genel kontrolörüydü. Sorumlulukları arasında askerlerin işe alınması, maaşlarına, malzemelerine ve lojistiğine karar verilmesi, ordunun teftişi ve bakımı vardı. Erlerin ayrıntılı kayıtlarını tutardı. Delhi Sultanlığı ordusunun gerçek komutanı ise Padişahtı.

iltutmus turbe
Raziya Sultan’ın Delhideki mezarı © Wikimedia Commons

İslami bir merkez olarak Delhi

Delhi Hindistan’da İslami gücün ve islam kültürünün merkezi haline geldi. Bu durum, Babür dönemine kadar devam etti. 

İltutmuş’un Delhi şehrine katkısı çoktu. Onun yönetimi sırasında Moğol orduları Müslüman dünyasını kasıp kavuruyordu. Saltanatına Moğollardan kaçan binlerce Müslüman göçmen geliyordu. Akademisyenleri, şairleri ve diğer yetenekli kişileri Delhi’ye daha fazla çekmek için göçmenlere teşvikler sağlandı. Orta Asya ve İran’ın Moğollar tarafından tahrip edilmesiyle, Delhi Sultanlığı İslamın en önemli kültür merkezlerinden biri haline geldi.

Ayrıca Delhi’de çeşitli projelerin inşaatına başladı. Su işleri, medreseler, camiler, Sufi merkezleri ve türbeler gibi şeyler yapıldı. Qutub Minar’ın inşası İltutmuş döneminde başlamıştı.

iltutmus kutub
Kutub Minar, 1808 yılında

Sultan İltutmuş dönemi sonu: Ölümü

Eski Harezmili komutan Hasan Karluk, Delhi Sultanlığı’na teslim olmuştu. Ancak daha sonra ihanet etti ve Moğollara katılmak istedi. 1236’da İltutmuş, Karluk’u bölgeden çıkarmak için askeri bir harekat başlattı. Sultan İltutmuş bu sefer sırasında hastalandı ve öldü. Öldüğü zaman, Delhi Sultanlığı devasa boyutlara ulaşmıştı ve Kuzey Hindistan’ın bir çok bölgesini kontrol ediyordu.

İltutmuş, ölüm döşeğindeyken halefi olarak kızı Razia Sultana‘yı seçti. Büyük oğlu Nasıruddin Mahmud 1229’da Bengal’de ölmüştü. Bu, İltutmuşu yetkin ve yetenekli olan büyük kızı Razia Sultana ile beceriksiz oğulları arasında bir seçim yapmaya zorladı. İltutmuş, kızı Raziya Sultana’yı bu konum için yetiştirmiş gibiydi. İmparatorluğunu Delhi Sultanlığı’nın tek kadın hükümdarı olan kızına emanet etmeye karar verdi.

Soylular ve Ulema İltutmuşun bu seçiminden memnun değildi ve ondan kararını yeniden düşünmesini istedi. İltutmuş, seçiminde kararlı kaldı ve Raziya’nın oğullarından daha değerli olduğunu iddia etti.

“Oğullarım kendini gençliğin zevklerine kaptırmış ve hiçbiri sultan olmaya yetkili değil … Ölümümden sonra devlete rehberlik etmek için kızımdan daha yetkin kimsenin olmadığını göreceksin.”
Minhaj al-Siraj Cuzcani’ye göre Sultan İltutmuş

Sultan iltutmus donemi
İltutmuşun kabri © Zafer Bozkaya

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz