Delhi Sultanlığı üç yüz yıl kadar hüküm sürmüştür. Bu dönemde yönetime gelen hükümdarlardan hangisinin en iyisi olduğunu söylemek kolay değildir. Delhinin en iyi sultanı olmaya aday olan her bir sultanın olumlu ve olumsuz yönleri vardı. Ancak Delhi’nin en iyi sultanları arasında aşağıdakileri sayabiliriz.
Sultan Şems-üd-Din İltutmuş
İltutmuş, Memlük Hanedanlığı’nın 3. Sultanıydı (1211 – 1236). Ancak birçok kişi tarafından Delhi Sultanlığı’nın gerçek kurucusu olarak kabul edilir. İltutmuş, gerçekten de Delhi Sultanlığı’nın temellerini atmıştır.
Moğol ordusunu kendi avantajına kullanması, Ortaçağ Güney Asya’sında görülen en büyük siyasi hamlelerden birisiydi. Moğolların, Harezmlilerin ve Kabaça’nın birbirlerine karşı savaşmalarına izin verdi ve bu savaşa müdahil olmayı reddetti. Harezmiler ve Kabaça orduları birbirleriyle savaşıp yeterince zayıfladığında ve Cengiz Han öldüğünde, onların üzerine yürüdü ve tüm bölgeyi kolaylıkla fethetti.
İltutmuş’un yönetimde yaptığı reformlardan birisi İqta sistemini kurması oldu. Bu sistemle arazilerin ve taşınmaz varlıkların korunması ve yönetilmesi konusunda devrimsel bir gelişme sağladı ve bu yöntem, yüzyıllar boyunca geçerli oldu.

Sultan Ghiyas-ud din Balaban
Balaban, Memlük Hanedanlığı’nın 9. Sultanıydı (1266-1287). Delhi Sultanı olarak yönetimi sadece yirmi yıl kadar sürmüş olsa da, gerçek yönetimi çok daha uzundu. Kendisi sultan olmadan önce de en güçlü soylulardan biriydi. Kral yapıcı durumundaydı. Sekizinci Sultan olan Nasıruddin Mahmud’u tahta oturttu. Bu dönemde Balaban, vezir olarak görev yaptı ve Delhi Sultanlığı’nı perde arkasından yönetti. Böylece Gıyaseddin Balaban’ın yaklaşık kırk yıl boyunca iktidarda kaldığı söylenebilir.
Sultan İltutmuş’un ölümünden sonra Delhi Sultanlığı’nda yaşanan gerileme dönemi, Balaban yönetimi ile son buldu. Balaban, Delhi Sultanlığını yeniden iyi bir yola soktu. İmparatorluk sarayında yaşanan yolsuzluklara son verdi. Aşırı güçlü hale gelmiş olan ve hem Sultan’ın hem de Sultanlığın kontrolünü ele geçiren soyluların etkilerini sildi. Sarayda sıkı bir disiplin uygulanmaya başlandı.
Balaban’ın en büyük başarısı Moğollara karşı giriştiği harekâttır. Balaban ve onun getirdiği askeri reformlar olmasaydı, Khalji Hanedanlığı’nın Moğollara karşı savaşları kazanması mümkün olmayacaktı. Balaban daha vezirken bile Moğolları en büyük tehdit olarak görüyordu. Moğollar, onlarca yıldır Sultanlığa doğru ilerliyor ve her yıl daha fazla yeri ele geçiriyordu. Balaban, Delhi Sultanlığı’nın savunmasını sağlamlaştırdı. Sınırdaki kaleleri geri aldı ve onardı. Moğollara karşı koyabilmek için 200 bin kişilik profesyonel bir ordu kurdu.

Sultan Alauddin Khalji
Khalji Hanedanı’nın ikinci sultanıdır (1296-1316). Alauddin Khalji, Moğollara karşı verdiği savaşla tanınsa da, sahip olduğu büyük orduyu finanse etmesini sağlayan şey tarım ve ekonomi alanında yaptığı reformlardı. Alauddin Khalji ayrıca Delhi Sultanlığı’nın sınırlarını ilk kez güney bölgelere doğru genişletmiştir.
Asıl tanındığı konu Moğollara karşı verdiği savaştır. Alauddin Khalji bir karşılıklılık politikasına inanmış gibi görünüyordu. Örneğin, Moğollar’ın korku salma stratejisini bir silah olarak kullanması durumunda Sultan Alauddin de aynısını yapmaya karar verdi. Moğol askerlerinin kafataslarını kaleler inşa etmek için kullandı ve hatta kafataslarından kuleler kurdurdu. Moğol savaş esirleri Delhi’de herkesin gözü önünde filler tarafından çiğnenerek öldürüldü. Moğol kadınları ve çocukları köle olarak satıldı. Khalji, en sonunda Moğolları ezici bir şekilde yendi ve Moğolların gücünü sona erdirdi. Khalji Hindistanı Moğol işgalinden kurtaran kişi olmuştur.

Sultan Muhammed bin Tuğluk
Tuğluk Hanedanı’nın 2. Sultanı. (1325-1351).
Delhi Sultanlığı onun yönetimi altında en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak bu durum kısa bir süre devam etti. Yetenekli yabancıları Hindistana davet etmesi, İbni Battuta’nın Hindistan’a ve Güney Asya’ya gelmesiyle sonuçlandı. Bu kişinin yazdıkları sayesinde Güney Asya’nın o dönemde nasıl bir yer olduğuna dair ayrıntılı bilgilere sahip oluyoruz.

Sultan Behlül Han Lodi
Lodi Hanedanı’nın kurucusudur. (1451-1489). Bölgenin kontrolünü en zayıf hanedan olan Seyyid Hanedanı’ndan ve Timurlu kuklalarından geri aldı.
Onun başa geçmesi ve yönetimi sırasında Delhi Sultanlığı’nın gücü ve etkisi yeniden canlandı. Timurun saldırıları sonucunda yok edilmiş olan sultanlığın gücü yerine gelmiş oldu. Bölgede düzen yeniden sağlandı.

Delhinin en iyi sultanı
Delhi Sultanlıkları’nın en iyi imparatorları olarak kabul edilebilecek beş sultan bunlar. Ancak bunlar arasında en iyisini seçmek için bu sayı azaltılabilir. Muhammed bin Tuğluk çıkarılabilir çünkü olumlu işler yaptığı kadar yanlışlar da yapmıştı. Behlül Han Lodi de hariç bırakılabilir. Delhi Sultanlığı’nı eski ihtişamına döndürmeye çalışsa da, aynısı bir daha kurulamadı. Ulaştığı nokta eski halinin sadece bir gölgesi oldu. Bir miktar gelişme oldu ama bu yeterli değildi.
Bu durumda geriye İltutmuş, Balaban ve Alauddin Khalci kalıyor. Bunlar hiç şüphesiz Delhi Sultanlığı’nı yönetmiş olan en iyi imparatorlardır. Ancak ben sadece birini seçmek zorunda kalsaydım, Delhi Sultanlığı’nın en büyük Sultanı olarak Sultan İltutmuş’u seçerdim.