İngilizlerin Hindistanı işgali bütün Hindistanda büyük bir huzursuzluk yaratmıştı. İşgale karşı ilk isyan, 1857 tarihinde Kuzey Hindistandaki Meerut şehrinde ortaya çıkmıştır. Bu isyanın pek çok nedenleri vardır. Bu nedenler arasında en ilginç olanı Hintli askerlerin silahlarındaki mermilerde inek yağı kullanılmış olması ve Hindu askerlerin bunu kabullenememesi yatmaktadır. Ancak bu olay, 1857 isyanının nedenlerinden sadece birisidir.
-
1
1857 isyanı – asıl nedenler
- 1.1 İç politikaya bulaşmak
- 1.2 Eğitim düzenini bozmak
- 1.3 Eğitimsiz kuşakların yaratılması
- 1.4 Sulama sisteminin bozulması
- 1.5 Ormanların yok edilmesi
- 1.6 Besin ürünleri yerine kar getiren ürünler ekilmesi
- 1.7 Hıristiyanlığın yaygınlaştırılması
- 1.8 Böl ve yönet politikası
- 1.9 Kast sistemini kötüye kullanma
- 2 Direnişin Başlaması
- 3 1857 İsyanı nasıl bir dönüm noktası oldu?
- 4 1857 İsyanının başarı şansı
- 5 1857 İsyanı neden başarılı oldu?
- 6 İsyanın zayıf yönleri
1857 isyanı – asıl nedenler
Hintli askerlerin tüfek yağlarının ineklerden elde edilmiş olması şaşırtıcı bir gerçekti ve çok dikkat çekti. Ancak bu kadar kapsamlı bir isyanın sadece dini veya kültürel bir nedenden dolayı ortaya çıkmış olduğu doğru değildir. İsyanın nedenleri arasında en önemlileri şunlardı.
İç politikaya bulaşmak
İngilizler Hindistan’a ticaret için geldi ancak zaman içinde Hindistanın iç politikasına müdahale etmeye başladılar. Birçok kaleyi ve bölgeyi ele geçirdiler ve askeri güçleri ile yerel sultanlara yardım ederek çeşitli bölgeleri dolaylı yönden yönettiler. Krallıkların, ve sultanlıkların iç sorunlarına karışmaya ve daha sonra çeşitli komplolar kurarak beğenmedikleri sultanları tahttan indirmeye başladılar.
Eğitim düzenini bozmak
Binlerce öğrencinin kast zincirlerine dahil olmadan özgür bir şekilde eğitim aldığı Gurukula (üniversite) leri yok ederek ülkenin eğitim sistemini bozdular. Krallar ve mandalıklar güçlerini kaybettiğinde gurukulaların finanse edilmesi durduruldu. İngilizler özel eğitim vermeye devam eden herkesi cezalandırdı. Hatta evde öğretimi bile yasakladı. Daha da önemlisi, astroloji dışında fizik, kimya, matematik, astronomi, savaş, ekonomi, yönetim, tıp gibi pek çok konunun eğitimlerinin verilmesini yasakladılar.
Eğitimsiz kuşakların yaratılması
Gurukulaların yok edilmesi sonucunda insanlar eğitimsiz kaldı, dünyaca ünlü beceriler ve ihracat işleri yok oldu. İnsanlar eğitimsiz ve yoksul bir hale geldi.

Sulama sisteminin bozulması
İngilizler sulama sistemini de yok etti. Böylece ekonominin kaynağı kayboldu, insanlar aç kaldı ve yiyecek bulmak için her şeyi yapmaya hazır hale geldi.
Ormanların yok edilmesi
İngilizler ülkeyi ormansızlaştırmaya başladılar, sadece yiyecek alabilmek için kendi ormanlarını yok etmeye razı Hintlileri asgari ücret karşılığında çalıştırdılar. Ormansızlaştırılan ağaçların büyük bir kısmı İngiltere’ye ihraç edildi ve geri kalanı yağmalanan malları Hindistan’ın iç kesimlerinden kıyıya taşımak için gerekli olan demiryolu ağlarını inşa etmek için kullanıldı.
Besin ürünleri yerine kar getiren ürünler ekilmesi
İngilizler tarımsal gıda ürünleri yerine afyon, tütün, çay, kahve ektiler.

Hıristiyanlığın yaygınlaştırılması
Hıristiyan misyonerler, yeni oluşan bu eğitimsiz, vasıfsız ve yoksul kalmış nesle para, ücret ve emek yoluyla dinlerini yaymaya başladılar. Bu misyonerler amaçlarına yardımcı olması için vedaları tercüme etmesi (manipüle etmesi) için Max Mullar gibi bazı kişileri tuttular. Böylece, bu manipüle edilmiş vedalar, el yazması ve insanlık karşıtı gibi gösterildi. Ancak Hıristiyanlık tüm acılardan kurtulacak tek dindi. Misyonlarına yardımcı olması için bazı Hintlileri işe aldılar.
Böl ve yönet politikası
İngilizler böl ve yönet politikasına giriştiler. Eğitimsiz ve yoksul insanları kışkırttılar. Bu yoksul insanlar bir zamanlar İngilizler tarafından yaratılmıştı. Hindu dinine inandıkları için bastırıldılar. Böylece toplum parçalara bölündü.
Kast sistemini kötüye kullanma
Hindistan çok kötü duruma düşürülmüş oldu. Özgürlük kaybedildi, eğitim sistemi yok edildi, el becerileri yok edildi, Hindistan’dan dünyaya yapılan ihracat yok oldu. Yerli Hintliler afyon, tütün ekimi, çay, kahve plantasyonlarında sadece bir öğün yemek elde etmek için çalışan işçiler haline geldi. Dini inançlar saldırıya uğradı. İngilizler insanların mesleklerini kastlar olarak yeniden tanımladı. Böylece Hindistan’ın sosyal dokusu derinden tahrip edildi.

Direnişin Başlaması
Peshwa Nana Sahib, Tatya Tope, Rani Lakshmibai ve başka binlerce Hintli vatansever, uzun yıllar boyunca birlikte çalıştı ve planlar yaptılar. İngiliz kuvvetlerinde asker olarak bulunan Hintlilerle bağlantıları vardı. “Kırmızı Lotus Çiçeği” ve “Roti ekmeği” bu ağın gizli işaretleriydi. İngilizleri Hindistan’dan kovmak için yüz binlerce köylü bu misyona katıldı.

Daha sonra son Babür sultanı Bahadur Shah Zafar’ı da direnişe dahil ettiler.

Direniş hareketi zamanla Ingiliz döneminin sona ermesini açıkça talep etmeye başladı. Bu amaçla yapılan mitinglerin kurşun yağmuru ile dağıtılması özgürlük savaşını ateşledi.
Başlangıçta direnişçiler Kanpur, Lucknow ve Delhi’yi ele geçirmeyi başardılar. Ancak bazı yerel sultanlar ve toprak ağaları İngilizlerin tarafını tuttu ve özgürlük savaşçılarının yenilmesine neden oldu.

Rani Lakshmibai gibi liderler bu direnişte kahramanca savaştı ama Gwalior’lu Scindia’nın komplosuna yenildi. Nana Sahib de çok iyi savaştı ve sonra iyi bir fırsat beklemek için Himalaya’lara gizlendi, ama asla geri gelmedi. Tatya Tope soraki üç yıl boyunca bu özgürlük savaşını sürdürdü ancak yerel hainlerin yardımıyla İngilizler tarafından yakalandı. Babür sultanı ise Burma’ya sürgün edildi.

Bundan sonra İngilizler, özgürlük savaşçılarına yardım eden ya da misyona katılan milyonlarca Hintliyi acımasızca katletti ve binlerce köyü yaktı.
Ancak, vatanseverlerin verdiği bu özgürlük mücadelesi boşa gitmedi. Onların fedakarlıkları İngilizlerin yönetim gücünü yok etti. İngiltere Kraliçesi Hindistan’da yönetimi bizzat ele almak zorunda kaldı. İngilizler Hindistan’a kalıcı olarak yerleşemeyeceklerini anladılar. Hindistan’dan ayrılmadan önce mümkün olan en kısa sürede tüm kaynakları Hindistan’dan çekmeye hız verdiler. İngilizleri Hindistan’dan kovmak, 90 yıl daha aldı.

1857 İsyanı nasıl bir dönüm noktası oldu?
Hiç şüphesiz 1857 isyanı dönüm noktası niteliğinde bir olaydı. Hindistan’ın büyük bölümünde halk ilk kez bir araya gelerek yabancı bir sömürgeciye kitlesel olarak karşı çıkıyordu. Bu direniş, Doğu Hindistan Şirketi’ni temellerinden sarstı ve Hindistan’ın büyük bir bölümünde yönetim, şirketin elinden çıkarak İngiliz krallığına geçti. Tarihte ilk kez Hindistan olarak bilinen siyasi bir varlık ortaya çıkmış oldu. Hindistan daha önce hiç bir zaman tek bir hükümdarlık altında toplanmamıştı.
Bu olay, aynı zamanda Kraliyetin Hindistan üzerindeki egemenliğini sona erdirecek süreci de başlattı. Hintliler Parlamenter yönetim süreçlerine, demokrasi ve “yerinden yönetim” kavramlarına, “adil” İngiliz hukuk sistemi ile karşı karşıya kaldılar ve bu da İngilizlerin Hindistan’da uyguladıklarından memnuniyetsizliğe yol açtı. Sonuçta bu memnuniyetsizlik, özgürlük mücadelesinin yükselmesine, Hindistan’ın İngiliz boyunduruğundan kurtulmasına ve İmparatorluğun kesin olarak parçalanmasına yol açacaktı.

1857 İsyanının başarı şansı
Birinci Hindistan Bağımsızlık Savaşı olarak da adlandırılan sürecin başarılı olabilmesi için ülkenin Doğu Hindistan Şirketi’ne karşı birleşik bir cephe oluşturmasına ihtiyacı vardı. Ne yazık ki, durum hiçbir zaman böyle olmadı. Sihlerin Babürlülere karşı hınçları vardı, Güney Hintliler hiçbir zaman Batı ve Kuzeydekiler kadar yoğun katılım göstermediler ayrıca dini farklılıklar da vardı.
Çok sevilen kadın kahramanlar olan Rani Laxmibai ve Manikarnika, Şirket artık müzakere etmeyecek kadar küstahlaştıktan, suçu üstlenmeme, hep karşısındakileri suçlama gibi oyunları oynadıkları ortaya çıktıktan sonra son aşamada isyana katıldı.
Britanya İmparatorluğu çok kurnazdı ve usta bir satranç oyuncusu gibi plan yapardı. Bu nedenle isyanın başarılı olma ihtimali çok düşüktü.

1857 İsyanı neden başarılı oldu?
1857’deki büyük isyan Hindistan’ın ilk bağımsızlık savaşı olarak adlandırıldı. On yıllar boyunca İngiliz ekonomik ve sosyal politikalarına karşı artan kızgınlığın doruk noktasıydı. Bu direniş 29 Mart 1857’de Hintli bir asker olan Mangal Pandey’in Barrackpore’daki geçit töreni sırasında iki İngiliz subayını öldürmesiyle başlar. Pandey, daha sonra tutuklandı ve asıldı. Bu haber ülkedeki tüm kantonlara bir yangın gibi yayıldı ve Lucknow, Ambala, Berahampur ve Meerut’ta isyanlar patlak verdi.
1857’nin Mayıs ayında İngiliz ordusundaki Hintli askerler yeni Enfield marka tüfeklere dokunmayı reddettiler ve ayaklandılar. Ertesi sabah Delhi’de İngiliz ordusundaki Hintli askerler yerel askerlerle birlikte ayaklanarak 80 yaşındaki Bahadur Şah Zafar’ı Hindistan İmparatoru ilan ettiler. Bu isyana Kanpur, Lucknow, Bihar, Jhansi, Gwalior gibi şehirler de katıldı. Kendi saflarından herhangi bir liderin yokluğunda, isyancılar Hint toplumunun geleneksel liderlerine yöneldi. Ancak yabancı yönetimine karşı ortak nefret dışında isyancıların hiçbir siyasi perspektifi yoktu. Bu isyan, kaybettikleri ayrıcalıklarını yeniden kazanmalarına yardımcı oldu.

İsyanın zayıf yönleri
– Zayıf liderlik ve Hintliler arasında birlik eksikliği.
– Scindia, Holkarlar ve Nizam’ın İngilizlere aktif olarak yardım etmesi nedeniyle tam bir milliyetçilik ruhunun oluşmaması.
– Sepoylar, köylüler, zamindarlar ve diğer sınıflar arasında koordinasyon eksikliği.
– Tek bir amaca sahip olmamak. Farklı grupların farklı amaçlarının bulunması.
John Lawrence tarafından söylendiği gibi: İsyancılar arasında ortak bir lider ortaya çıksaydı, kurtuluşu olmayan bir kayıp yaşanırdı.

Sonuç
– İsyan tamamen Hindu Müslüman birliğine dayanıyordu.
– Kitleler arasında bir komünalizm duygusu yoktu.
– Herkes Bahadur Şah Zafer’i imparator olarak kabul etti.
– İnsanlar vatanseverlik duygusuna kapıldı ve kısa sürede İngiliz yönetimine karşı isyana yöneldi.
– İsyan, ulusal bilincin uyanması açısından başarılı oldu ve Hindistan özgürlük mücadelesinin gelecekteki liderleri için temelleri attı.







