Kum saatli taht ve Cihangir Şah

0
334
Kum Saatli taht

Babür sanatının en ünlü tablolarından birisi Cihangir Şah’ın bir Sufi Şeyhini sultanlara tercih ettiği bu tablodur. Bu tablo, dönemin ünlü ressamlarından Bichitr tarafından 1615-18 civarı bir tarihte yapılmıştır. Bichitr, Hindu kökenliydi ve saray ressamlığında önemli bir yere gelmişti. Tablolarındaki figürlerin ve tasvirlerin analizinden dönemin yaşantısına ve sultanların kişiliğine ait pek çok bilgi ortaya çıkartılmıştır. Kum saatli taht tablosunu bu yazıda analiz etmeye çalışıyoruz. 

Babürlülerin sanata yaklaşımı

Babürlüler’in sanata yaklaşımı kesinlikle çok farklıydı. Saraylarının çok etnikli, çok inançlı doğasını ortaya koyabilecek değerli eserler yaratmak için değişik kültürlerin üsluplarından, sembollerinden ve felsefi fikirlerinden yararlanmaktan çekinmediler. 

Babür imparatoru Cihangir tarafından yaptırılan alegorik içerikli tablolar, ince imalarıyla çok ilginçtir. Tüm bu tablolar arasında Bichitr tarafından yapılmış olan bu tablo belki de en büyüleyici olanıdır.

cihangir sanat
Tablonun genel görünümü

Babürlü Neo-Platonculuğu ve Sufi Şeyhi

Babürlülerin hayata bakışı mistik veya dini olmaktan çok entelektüeldi. Mimari, görsel sanatlar ve hatta bahçe dizaynı çalışmalarında evrenin salt fiziksel görünüşünü taklit etmek yerine, varoluşun daha yüksek gerçekliğini vurgulayan felsefi mesajları vermeyi tercih ederlerdi. 

cihangir kuran kerim
Kuran-ı Kerimi verişi

Tablonun analizi

Kum saatli tablonun üstünde ve altında yer alan Farsça iki beyit, Babürlülerin Yeni-Platoncu felsefi anlayışına atıfta bulunmaktadır: “Tanrı’nın lütfuyla Ekber Padişah’ın oğlu Şah Nuruddin Cihangir hem dışsal biçimin hem de içsel anlamın hükümdarıdır. Dışarıdan sultanlar onun önünde dursa da, içten içe bakışlarını daima dervişlerin üzerinde tutar.” 

Şeyhin altında bir Osmanlı Padişahı çizilmiştir: Bu padişah, ya Cihangir’in atası Timur’un Ankara’da yendiği Sultan Bayazid ya da Cihangir’in çağdaşı olan Sultan I. Ahmed’tir. Padişah, Cihangir’e hayranlıkla bakıyor durumdadır. Kum saatli tahtına gözlerini dikmiş ve ellerini saygılı bir ifadeyle bir araya getirmiştir.

Ayaktaki üçüncü figür, İngiltere Kralı I. James’tir. Kralın Avrupai kıyafetleri üzerindedir. Eğimli bir şekilde giyilmiş tüylü şapkası ve dantel örgülü fırfırlı gömleğinden kim olduğunun anlaşılması kolaylaşıyor. İngiltere Kralının görünüşü sudan çıkmış balığa benziyor, Babür evreninde büyük bir uyumsuzluk yaşıyor gibi çizilmiş.

cihangir iki kral
İki kral

Sufi şeyhine davranışı

Osmanlı Sultanı’nın ve İngiltere Kralı I. James’in bu sanat eserinde anılması, onları dışsal görünümlerinde eşitlerken, Cihangir Şah, başında kozmolojik halesiyle, Sufi Çişti tarikatından Şeyh Hüseyin ile birlikte içsel bir anlam dünyasına yönelmiş durumdadır. Ressam burada her konuya uygun mesajı iletmek için farklı tarzlarda performans gösterebilen bir aktör gibi davranmaktadır.

Cihangir ile aynı seviyede ve Cihangir’in tüm dikkatini verdiği kişi, bir Çişti Şeyhidir. Cihangir Şah, bu Sufi ile yakın durarak manevi eğilimi hakkında bir ipucu veriyor. Cihangir, parmaklarındaki muhteşem yüzüklerin çağrıştırdığı tüm dünyevi zenginliğine rağmen, hayatta en önemli şeyin hem Sufi Şeyh tarafından hem de Cihangir tarafından insanlara sunulan zarif ciltli Kuran’la temsil edilen manevi dünya olduğunu ortaya koyuyor. Şeyh, Cihangir’in kendisine uzattığı Kuran’ı elleriyle değil, üzerindeki bir şal ile yarattığı bir örtünün içinde hürmetle kabul ediyor.

cihangir sufi
Kuranı verişi

Cihangir’in kum saatli tahtı

Tablonun kilit unsurlarından birisi İmparator Cihangir’in oturduğu kum saatli tahttır. Kum saatinin üzerinde bulunan ve görünüşe göre dibinde oynayan genç melekler tarafından yazılmış bir yazıtta “Allah büyüktür. Ey Şah, saltanatın bin yıl sürsün” yazmaktadır.

İkinci İslami binyılın başlangıcı olan Hicri 1.000 yılı, Ekber’in hükümdarlığı sırasına denk gelmiştir. Bu tarih, miladi takvime göre 1591-92 yılına karşılıktır. Babürlüler astrolojik olayların, güneş ve ay hareketlerinin, yıldız döngülerinin ve göksel alametlerin farkındaydı. Cihangir 1605’te tahta geçtiğinde ikinci binyılın çoktan başlamış olduğunu biliyordu. Kısaca, kum saatindeki kumlar çoktan akmaya başlamıştı. Ancak bu, kendisini yeni bir bin yıllık dönemi başlatan mesih hükümdar olarak tanımlamasının önünde bir engel değildi. Cihangir gerçekten de bir “imparatorlukta kendini kutlama” ustasıdır. Ama bu, zaten tüm hükümdarların yaptığı bir şey değil miydi?

Bichitr, bu tabloda kum saatinin nesne olarak niteliğini vurgular. Bu saat, Babür sarayına getirilmiş gerçek bir Avrupalı kuyumcu objesidir. Babür sarayına 1584 yılında gelen ilk ziyaretçiler arasında William Leedes adında bir kuyumcu da vardı. Bu kişi Ekber’in hizmetine girmiş, Ekber’den bir ev, beş köle ve bir at almıştır. Bu saat büyük ihtimalle Leedes tarafından getirilmişti. 

Bir kum saati Avrupa’nın zamanı algılamasını ve zamanı ölçme konusunda takıntılı olduğunu gösterir. Cihangir ise bu resimde kelimenin tam anlamıyla ölçülebilir zamanın dışında oturuyor. Aynı şekilde, kum saatini Cihangir’in eksikliklerinin bir sembolü olarak da yorumlayabiliriz. Kum saati, denizde zamanı ölçmek için kullanılan güvenilir bir araç olduğundan denizcilik açısından çok önemliydi. Cihangir’in en sevdiği eşi olan Nur Cihan, ticaret gemilerine sahipti. Ancak, Babürlüler denizde askeri anlamda başarılı değildi. Bir deniz gücü kurma konusunda da başarılı olamadılar. 

Bichitr, tablosunda Cihangiri ve tahtını kum saatinin üzerinde oturtarak maddi dünyanın reddedilemez biçimde önceliği olduğunu vurgulamış, buna karşılık Cihangir, manevi alemi öne çıkartarak bu gerçeğe sırtını dönmüş durumda kalmıştır. Bichitr’in resminde görülen Cihangir’in Sufi Şeyh’i sultanlara tercih etmesi, aslında Cihangir’in gerçek sorununun maddi dünyada başarı peşinde koşar görünürken Şeyhleri tercih etmiş olmasıdır diye de yorumlanabilir.

kum saatli taht
Kum saati

Bichitr’in kendisi

Son sırada, sarı renkli bir bluz giymiş olan ve elinde minyatür bir tablo tutan Bichitr’in kendisi var. Bu küçük tablo içinde Bichitr, kimliğini net olarak göstermek için kendisini sarı renkli jama ile çizmiş, ve belki de aldığı imparatorluk hediyelerine bir selam göndermek için kendini iki at ve bir filin yanına yerleştirmiş durumdadır. Alçakgönüllü bir minnetle Cihangir’e doğru eğilmiştir. Alçakgönüllülüğünü bir adım daha ileri götürmek için Bichitr, Cihangir’in oturmak için ayağını basması gereken tabureye imzasını koymuştur.

cihangir bichitr
Kendisi

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz