Hindistanda yönetim değişikliği

0
1
Yönetim kapak

İngiliz yönetiminin sona ereceğinin belli olduğu dönemlerde bile ortalama bir Hindistan vatandaşı, Hindistanda Yönetim değişikliği konusuna karşı ilgisizdi. Ekteki yazıda Bağımsız Hindistanın temellerinin nasıl atıldığını ve yeni yönetimin karşılaştığı sorunları inceliyoruz.

Hindistanda Yönetim değişikliğine karşı ilgisizlik

Ortalama Hint insanı, içinde yaşadığı rejimin niteliğinden pek de haberdar değildi. Çoğu zaman “bağımsızlık” veya “bağımlılık” gibi konular ile ilgilenmezlerdi. Bu tutum, İngilizleri sevdikleri anlamına gelmiyordu. Sadece olup biteni umursamıyordular. Bağımsız Hindistanın kurulmasıyla gündelik yaşamlarında gözle görülür bir değişiklik de olmadı.

Hindistan tarihinde sultanlara ve hanedanlara ait konuları hep araştırıp inceleriz. Ancak ortalama Hint halkı için siyasi sistemler çok da önemli değildi. Çoğu kişi, köylerde ve küçük kasabalarda yaşıyordu ve yaşamları Delhi’yi kimin yönettiğinden pek etkilenmiyordu. Tapınaklarına gidiyor, festivallerini kutluyor, ekinlerini biçiyor ve kastlarına göre belirlenmiş mesleklerini icra ediyorlardı.

Asıl güç, toprak ağalarının, kast sistemlerinin ve dini mezheplerin elindeydi ve halkı gerçekten etkileyenler de onlardı.

Delhi’nin bir Türk-Mughal yönetiminin elinden bir İngiliz grubuna geçişi halktan çoğu kişi tarafından hiç fark edilmedi. Onlar hala aynı zamindarlara (toprak ağaları) vergi ödüyorlar, hala aynı dini uygulamaları takip ediyorlardı.

yonetim durbar
İngiliz yöneticilerinin katıldığı Durbar töreni © Wikimedia Commons

Gerçekten önemsenen şeyler, bazı yerel prenslikler ve Maharajalardı. Bu hükümdarlar, kendi kişisel nedenleriyle de olsa, İngilizlerle savaşıyordu. 1857’de askerler arasında yaşanan bir isyanın kontrolden çıkmasının ardından bir grup prenslik kendi aralarında ittifak kurdu. O dönemde bile halk buna katılmamıştı.

yonetim plassey
1857 Plassey savaşı © Wikimedia Commons

Kitleler değişimi sadece hayatlarına dokunulduğunda umursadılar. Bunlar arasında vergilerin artması, yaşanan kıtlıklar, askere alma olayları ile dini uygulamalara müdahale gibi şeyler vardı, ve bunlara karşı tepkilerini gösterdiler. Doğu Hindistan Şirketi ve İngiliz Krallığı oldukça akıllı davranarak kendi gelecekleri için kitlelerin hayatlarını değiştirmemeye çok dikkat ettiler. 

Hindistan bir ulustu ama bir ulus-devlet değildi. İnsanlar ortak sosyal sistemleri, dinleri ve kültürel normları takip ediyordu, ancak siyaset gerçekten ortak değildi. Ortak bir siyasi varlık inşa etme gerektiğine dair bir ulus bilinci yoktu.

yonetim 1893
1896 yılında Hindistan © Wikimedia Commons

Gandinin etkisi

Mahatma Gandi Hintlileri daha önce hiç olmadığı kadar örgütledi. Satyagraha denilen direniş hareketleri başlangıçta yerel düzeydeydi. Champaran’da çiftçilere yönelik haksız uygulamalara karşı ve Kheda’da işçi hakları için mücadele verilmesi gibi. Daha sonra Vaikom’da dokunulmazlığa karşı mücadele ve Dandi’de adaletsiz vergi politikalarını değiştirmek için daha cesur mücadele biçimleri ile karşı koyma gelişti ve yaygınlaştı.

yonetim champaran
Champaran direnişi, 1917 © Wikimedia Commons

Böylece tarihte ilk kez sıradan Hintliler siyasi olarak bir araya gelmeye başladı. Bu, sadece Gandi’nin eseriydi. Sardar Vallabhai Patel ve Subhash Chandra Bose ile onunla aynı fikirde olmayan başka ulusal liderlerin Gandiye saygı duymasının nedeni buydu. Hepsini bir araya getiren Gandi’ydi. Hindistan’ı bir ulus-devlete dönüştüren Gandi’ydi.

yonetim iki lider
İki lider : Patel ve Bose

Küresel Sorunlar

Gandi her zaman Hint halkı İngilizlerin gitmesini isterse, İngilizlerin buna karşı çıkmasının mümkün olmayacağını biliyordu. Ancak, Gandi’nin tam bağımsızlık için gücünü göstermesini engelleyen büyük küresel sorunlar vardı.

Bunlar şöyleydi.

1. Birinci Dünya Savaşının başlaması Hindistandaki bağımsızlık hareketini geri bıraktırdı. Savaşın sonunda olumlu bir anlaşmaya varılacağı umudu vardı ama bu boşa çıktı.

2. Milyonlarca kişinin ölümüne neden olan küresel grip salgını ortaya çıktı. Bu da Hindistandaki bağımsızlık hareketini daha yavaşlattı.

3. Rus devriminden itibaren Komünizmin yükselişi, Batılı güçlerin herhangi bir özgürlük hareketinden çok şüphelendiği ve her türlü isyanı ezmeye hazır olduğu dönemleri getirdi.

4. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması Orta Doğu’da büyük bir kaos yarattı ve Gandhi bu fırsatı değerlendirmek istedi. Gandi’nin Hilafet hareketi olarak adlandırılan gelişmelerdeki öngörüleri kötü bir şekilde yanlış çıktı.

5. Hindistan ekonomisi 1929 yılındaki Büyük Buhrandan çok etkilendi, ekonomik durum çok kötüleşti.

6. İngiltere de 1929 buhranından ciddi şekilde etkilendi ve siyasi bir kaos yaşandı. İngilterede her birkaç ayda bir yeni Başbakan başa geçiyordu. Bu durum müzakereleri çok zorlaştırdı.

7. Büyük Buhran’ın sona ermesi Gandi ve İngilizler arasında ilk önemli görüşmeleri başlattı. Böylece Hintlilere daha fazla güç sağlayan, ve görüşmelerde bir dönüm noktası niteliğindeki 1935 Hindistan Hükümeti Yasası ortaya geldi.

8. Hintliler bu yasadan tam anlamıyla yararlanamadan 2. Dünya Savaşı başladı ve tekrar kaos, savaş ve ekonomik sıkıntı dönemleri geri geldi.

Tüm bu küresel karmaşalar yaşanmasaydı, Hintlilerin bağımsızlık yolunda daha erken adım atmaları ve haklarını almaları mümkündü. 

İkinci Dünya Savaşı’nın son aşamalarında müzakereler yeniden başladı ve İngilizler nihayet Hindistan’dan çıkmaya karar verdi.

Hindistanda Yönetim değişikliği
Gandi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz