
Mahabharata Destanı, antik batı kültüründe yer almış bulunan İlyada ve Odisea destanlarının toplamından daha uzun olan ve 2.500 yıllık geçmişi olan bir Hint destanıdır. Bu destanı kimin yazdığı bilinmiyor. Ancak çeşitli yazıtlarda Vyasa isimli bir ermişin Tanrı Ganesha’ya destanı dikte ettirdiğini gösteren minyatürlere rastlanıyor.
Genel Bilgi
Destan, 200 bin mısradan oluşmuştur. Yazıldığı tarihin M. Ö. 3 yüzyıl olduğu düşünülüyor. Destanda anlatılan olayların M. Ö. 9. yüzyıl civarında yaşandığı tahmin ediliyor. Ancak destanın ana metnine çeşitli dönemlerde çeşitli eklemelerin yapıldığı ve bu nedenle bu anlatılanların tam olarak hangi döneme ait olduğu bilinmiyor.
Mahabharata Destanının Kapsamı
Destanın içeriğinde hayvanların dile geldiği ve konuştuğu bölümler de vardır. Bu bölümlerin daha sonra bir başka Hint destanı olan Pancha Tantra masallarına kaynaklık ettiği söylenebilir. Mahabharata destanı o kadar önemlidir ki Dört Veda bilgisine yaptığı katkı nedeniyle “Beşinci Veda” olarak da isimlendiriliyor.
Destan, bir savaşın gelişimini ve oluşumunu felsefi dersler çıkartacak şekilde aktarır. Bu destanda cesaret, macera, entrika, insani acılar gibi konuları içeren çeşitli hikayeler bulunur ve bu hikayelerden pek çok ders çıkartılabilir.
Mahabharata ismi “Maha : Büyük, yüce”, “Baharata ise ülke, vatan, memleket” demektir. Böylece Mahabharata kelimesi “Yüce Ülke” anlamına gelir.
Mahabharata’nın ana karakterleri
Destandaki ana karakterler Veda dönemi tanrıları olan İndira, Agni ve Soma’dır. Savaşçılar arasında tanrı Dharma’nın oğlu Yuddhistira, Bhima’nın babası Vayu, araba sürücüsü Arjuna, arabadaki yolcu olan Tanrı Krishna ve diğerleridir. Arabanın sürücüsü Arjuna’ya Krishna’nın okuduğu tanrısal ilahiler daha sonra destandan ayrılarak Bhagavad Gita isimli bir ilahiler demetini oluşturmuştur. Bhavad Gita “Tanrısal Şarkı” demektir.

Mahabharata Destanından kısa bir hikaye
Dünyanın en şaşırtıcı şeyi nedir?
Mahabharata destanından kısa bir hikaye ile soruyu cevaplamaya çalışalım. Bu hikaye, Kral Yudhisthira ile kötü güçlere sahip Yaksha arasında geçen ve derin bir hayat dersi içeren konuşmalardır.
Bir zamanlar yüzlerce kilometre civarında hiçbir su kaynağı bulunmayan bir yerdeki tek gölü koruyan kötü yürekli bir varlık vardı. Yaksha ismindeki bu varlık, göldeki suyu zehire çevirmişti. Kral Yudhisthira su istedi, ama kötü güçlü Yaksha, bazı sorulara cevap vermesi gerektiğini ve tatmin edici cevaplar alamazsa suyun zehir olarak kalacağını söyledi. İkisi arasında konuları tanrılar, metafizik, felsefe ve yaşam bilgisi olan 125 soru soruldu, Yudhishthira da cevap verdi.

– Söylesene, rüzgardan daha hızlı ne var?
“Akıl.”
– ve söyle bana, tarlalardaki otların sayısı kadar çok ne var?”
“Zihinden çıkan düşünceler.”
– “Kaybolduğunda pişmanlık yaratmayan şey nedir?”
“Öfke.”
– “Yaşıyor gibi görünen ama yürüyen ölüler arasında olan kim var?”
“Bir cimri.”
– “Dağlardan daha ağır olan nedir?”
“Birinin anne sevgisi; birinin baba sözleri.”

– Erkeklere verilecek en iyi hediye nedir?
“Hem arkadaş hem de refakatçi olacak bir eş.”
– “En iyi dostun adı?”
“Huzurlu bir zihin.”
– “En iyi arkadaş.”
“Bilgelik.”
– “ve bilgelik nasıl edinilir?”
“Bir başka bilgeye hizmet ederek.”
– “Kendimizi gerçekten zengin kılmak için nelerden vazgeçmeliyiz?”
“Zenginlik, şöhret ve tapınma arzumuzdan.”
– Zenginlik nedir?
“Mutluluğu ve mutsuzluğu eşit görmek.”
– “Söylesene, en büyük varlık nedir?”
“Bilgi.”
– “Hayattaki en büyük görevimiz nedir?”
“Tüm varlıkların refahını sağlamak.”
– “En iyi mutluluk türü nedir?”
“İçten gelen mutluluk.”

– Son olarak, bana dünyadaki en şaşırtıcı şeyin ne olduğunu söyle?
Yuddhisthira, birçok olası cevabın içinde bu soruyu düşündü. Sonunda, “Ölüm her yerde gizleniyor. Babalarımız ve atalarımız yaşlanıyor ve gözlerimizin önünde ölmüyor mu? Gerçekten de, tüm yaşam, ölüme doğru koşuyor. Yine de hiç ölmeyecek ve sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi davranıyoruz. Bundan daha şaşırtıcı ne olabilir?”
Bu cevaplar üzerine Yaksha, Kral Yudhistira’nın suyu içmesine izin verdi.
