Sih Dini
Hindistan’da Sih dinini 20 milyon kadar kişi izlemektedir. Önceleri sadece Pencab bölgesinde etkin olan Sih dini, günümüzde Hindistan’ın her yerine yayılmıştır. Sih’lerin Hint dinî grupları içinde en kolay tanınan grup olması; Guru Gobind Singh tarafından belirlenmiş olan taşımak zorunda oldukları beş sembolden ileri gelir.
5 Sembol
– kesha; saçları kesmemek,
– kangha; ahşap veya fildişi tarak taşımak,
– kaccha; özel bir iç çamaşırı giymek,
– kara; çelik bilezik takmak ve
– kirtipan; kılıç (veya kama) taşımaktır.
Saç ve sakal uzatma kuralı nedeniyle Sihler saçlarını toplayarak türbanlarının altında saklar, sakallarını da örgü yaparak çenelerinin altında bir file ile bağlarlar. Kılıç taşımak Sihlerin askeri geleneğinden gelmektedir. Hindular gibi dhoti denilen uzun etekler giyerek ve kılıçsız kalarak düşmana yenilmek istemezler. Çelik bilezik takmak gerektiğinde gazoz açacağı olarak kullanılmak gibi bir işleve de sahiptir!
Sih Dini’nin Kuruluşu
Sih dini, Guru Nanak tarafından 1469 tarihinde kurulduğunda Hindu ve İslam dinlerinin olumlu yanlarını alarak ideal bir din oluşturmayı amaçlamıştı. Temelinde pek çok benzerlikler olan Sih dini ve Hindu dini arasındaki en önemli fark, Sihlerin Kast sistemini kabul etmemeleridir.
Guru Nanak, Hinduizm ve İslam dinlerinin her ikisinden de etkilenmiştir. Her iki din tarafından da “ermiş” olarak kabul edilmektedir. Kurduğu Sih dini, hem Hindu dininden ve hem de Müslümanlıktan izler taşımaktadır.
Guru Nanak
Guru Nanak, kendi yaşamında büyük sayılacak bir coğrafyada geziler yapmıştır. Bu gezilerini genellikle yürüyerek gerçekleştirmiştir. Batıya yonelmiş ve Mekke’ye giderek İslam felsefesini araştırmış, daha sonra Şam – Bağdad – Şiraz – Tahran yoluyla İran’daki Meşhed şehrine gelmiştir. Buradan Semerkand yolu ile Orta Asya’da dolaşmıştır. İkinci bir gezide Tibeti ve Nepali dolaşmış ve Budizm’i incelemiştir. Üçuncü bir gezide bütün Güney Hindistan’ı dolaşmış ve buradaki Hindu, Brahmin ve Jain dinlerini araştırmıştır. Sonraki gezisinde ise Hindistan’ın doğusuna yönelmiş, Varanasi, Kolkata, Sikkim ve Bhutan’a gitmiştir.

Sih dinindeki (bazen aşırı derecelere varan) temizlik uygulamaları, tapınaklarındaki şerefeleri ile birlikte müslüman geleneğini yansıtan minareleri, kutsal kitabın ana figür olması ve daima başüstünde taşınması, tapınaklarında okunan ilahilerin müziksel yapısı, irmik helvası dağıtılması gibi uygulamaları bu dinin müslümanlıktan çok etkilendiğini göstermektedir.
Guru Nanak, 1539 yılında günümüzde Pakistan’da bulunan Kartarpur köyünde vefat etti. Hindu müritleri kendisini yakmak, Müslüman müritleri ise gömmek istemişti. Guru’nun bedeninin üzerine bir örtü örtüldü ve izleyicileri buraya çiçek bırakmaya başladılar. Üç gün süren bu ritüelde bırakılan çiçeklerin hiç bozulmadan kaldığı anlatılır. Daha sonra örtü kaldırıldığında Guru’nun bedeninin yok olduğu görülmüştür. Bunun üzerinde orada bulunan çiçekler paylaşılmış, Hindular bu çiçekleri yakmış, Müslümanlar ise bir mezar hazırlayarak gömmüştür. Sih inancına göre Guru Nanak, vefatından sonra bile bir mucize göstermiş ve hem Hindu, hem de Müslüman izleyicilerine doğru yolun bu iki dinin dışında olduğu mesajını vermiştir. Guru Nanak’ın ölümünde gizemli olaylar yaşanmıştır.
Sihler, Gurdwara denilen tapınaklarda ibadet eder ve çocuklarını dinî inanışı anlayacak yaşa gelince vaftiz eder. Sihlerin kutsal kitabı olan Baba Granth Sahib, çeşitli Sih Guruları tarafından yazılmış, bazı Gurular tarafından da toplanarak yeniden düzenlenmiştir. Kitabın temelinde çeşitli Hindu ve Müslüman yazıtlarından ve Sufi felsefesinden alıntılar bulunur.

16. yüzyılda Guru Gobind Singh, Sih dinine savaşçı özellikler katmış, ayrıca her doğan Sih’in soyadının ‘arslan’ anlamına gelen ‘Singh’ ile biteceğine karar vermiştir.
Sih dininde 10 temel Guru vardır, son Guru, 1708’de ölmüştür. Tek tanrıya inanılır, puta tapma kabul edilmez. Sih dininin çeşitli mezhepleri şu sayfada incelendi.
Sih dininin uygulamaları, başkalarına karşı hoşgörü ve sevgi duyma yönündeki eğitimle başlar. Sihlere göre Gurdwara’ya gelen herkesin -hangi dinden olursa olsun- barınacak bir yer bulması için uğraşılması ve karnının doyurulması gereklidir. Sihler, bu yardımlaşma idealleri sonucunda Hindistan’ın en yüksek yaşam standardına ulaşmışlardır. El becerileri ve mekanik araçlardaki hakimiyetleri Pencab eyaletini kısa sürede bir sanayi bölgesine çevirmiş, birçok fabrikanın yapılması sonucunda burası çok zenginleşmiştir.
Ayrılık Mücadelesi
1982’de Akali Dal Partisi ve yandaşları Pencab eyaleti için daha fazla özerklik isteğinde bulunmuştu. Çoğu Hindistan dışında yerleşmiş olan bazı Sih liderleri ise Khalistan isimli tamamen bağımsız bir devlet kurulmasını istediler ve Khalistan Özgürlük Cephesi isimli örgütleri ile terör eylemlerine giriştiler. Ayrı devlet kurma fikri Hindistan’da yaşayan Sihler tarafından pek fazla benimsenmezken daha fazla özerklik isteği geniş bir destek bulmuştur. Yıllar boyunca terör faaliyetlerini sürdüren bu örgüt, sonuçta dönemin Hindistan başbakanı İndira Gandi’nin öldürülmesine kadar varan eylemler gerçekleştirmiştir. Hindistan, bu ayrılıkçı akımların Pakistan tarafından desteklendiğini iddia etmektedir.
Alttaki fotoğrafta ayrılıkçı Sih lideri ve Altın Tapınağın olaylar sırasında yıkılmış hali görülüyor.
